Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2019/5666
Karar No: 2022/1064
Karar Tarihi: 23.02.2022

Danıştay 4. Daire 2019/5666 Esas 2022/1064 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2019/5666 E.  ,  2022/1064 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/5666
    Karar No : 2022/1064

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …. Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, … İnş. Tem. Gıd. ve İht. Mad. San. Tic. Ltd. Şti.'nin vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila …, … ila …, … ila …, … ila …, … ila …, … ila …, …, …, …, …, …, …, …, … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; aynı ödeme emirlerinin iptali istemiyle Mahkemelerinin E:… sayılı dosyasında da dava açıldığı, söz konusu davanın derdest olduğu, bu durumda, Mahkemelerinde görülen bu dava ile E:… sayısına kayden açılan davaların konusu, sebebi ve taraflarının aynı olduğu, her iki davada da aynı ödeme emirlerinin iptalinin istenildiği, E:… sayısına kayıtlı davanın, bakılmakta olan bu davanın açıldığı tarih itibariyle halihazırda görülmekte (derdest) olduğu anlaşıldığından, aynı istemle ikinci kez açılmış olan bu davada dava konusu edilen … tarih ve … ila …, … ila …, … ila …, … ila …, … ila …, … ila …, …, …, …, …, …, …, …, … ila … sayılı ödeme emirlerinin "derdestlik" nedeniyle incelenmesine olanak bulunmadığı, öte yandan, davacının kanuni temsilci sıfatıyla adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri incelendiğinde, davacı tarafından, asıl amme borçlusu şirket adına … tarih ve … sayılı dilekçe ile 6111 sayılı Kanun'dan, … tarih ve … sayılı dilekçe ile de 6552 sayılı Kanun'dan yararlanmak amacıyla gerçekleştirilen yapılandırmaların ödeme emri içeriği borçları kapsayıp kapsamadığı hususunun ara kararıyla sorulması üzerine davalı idarenin gönderdiği ve ... Vergi Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında görülen davada verilen 03/10/2017 tarihli ara kararına davalı idarenin gönderdiği, bir örneği de dava dosyasına eklenen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, borçlu şirketin vadesinde ödenmeyen ... sayılı ödeme emri içeriğinde yer alan 2006/11 dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve bunlara bağlı olarak hesaplanan gecikme faizi borcunu içerir şekilde, … tarih ve … sayılı dilekçe ile 6111 sayılı Kanun'dan, … tarih ve … sayılı dilekçe ile de 6552 sayılı Kanun'dan yararlanmak amacıyla asıl borçlu şirket adına borcun yapılandırıldığı, şirket adına (31/12/2012 tarihinde) yapılan ödemelerin borcun tamamını kapsamadığından yapılandırmanın iptal edildiği ve ödeme emrine ilişkin yapılandırma, haciz ve tahsilatlar nedeniyle borcun tarh ve tahsil zaman aşımına uğramadığı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin ilgili nüshalarının incelenmesi sonucunda, şirketin bilinen adreslerinde bulunamadığından vergi dairesince mükellefiyetinin 29/08/2008 tarihinde re'sen terkin edildiği, daha sonra ticaret sicil kaydının 28/01/2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlanan ilanla silindiği, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket adına tarh, tahakkuk, ceza kesme ve takibat işlemlerinin tesis edilemiyeceği, tesis edilen işlemlerin de, herhangi bir hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmadığı, şirketin kaydının 2014 yılında ticaret sicilinden silinmesi sebebiyle tekrar şirkete yönelinmesine imkan olmamakla birlikte, … tarih ve … sayılı dilekçe ile 6111 sayılı Kanun'a göre, şirket adına yapılandırılıp taksitlendirilen 2006/11 dönemine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve bunlara bağlı olarak hesaplanan gecikme faizi borcunun nitelik değiştirip yeni borç haline gelmesi ile şirket adına (31/12/2012 tarihinde) yapılan ödemelere rağmen, yapılandırmadan önceki borçlara ilişkin olarak davacı adına şirketin kanuni temsilcisi sıfatıyla ödeme emri düzenlendiği, buna göre, asıl borçlu şirketin vergi borçları hakkında şirket müdürünün sorumluluğunun doğması için, davacı hakkında düzenlenen ödeme emri öncesinde şirketin vergi borçlarına ilişkin yapılan ödemeler düşülmek suretiyle belirlenecek tutar ve yapılandırma sonrasında belirlenen vade tarihi üzerinden yeniden ödeme emri düzenlenip usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu ödeme emirlerinin kaynağını oluşturan vergi borçlarının asıl borçlusu … İnş. Tem. Gıda ve İhr. Mad. San. Tic. Ltd. Şti.'nin bilinen adresinde yapılan yoklamalar ve kayıt altına alınan tutanaklar neticesinde yerinde bulunamadığından dolayı 29/08/2008 tarihinde re'sen terk ettirildiği, asıl borçlu şirketin 2006 döneminde sahte belge düzenlediği hususunun … tarih … sayılı Vergi İnceleme Raporu ile tespit edildiği, şirket yöneticisi olan davacı hakkında da Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, muhtelif dönemlere ilişkin vergi borçları için düzenlenen ihbarnameler ve ödeme emirlerinin bir kısmının memur eliyle tebliğ edildiği, bir kısmının ise şirketin bilinen adreslerinde bulunamaması sebebiyle ilanen tebliğ edildiği, ayrıca davacı tarafından asıl borçlu şirketin vergi borçları nedeniyle yapılandırma başvurusunda bulunulduğu, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı, şirket nezdinde yapılan mal varlığı araştırmasında herhangi bir mal varlığına rastlanılmadığı, asıl borçlu şirketin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, kanuni temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı belirtilmiştir.
    6183 sayılı Kanun'un "Kanundaki terimler" başlıklı 3. maddesinde, "tahsil edilemeyen amme alacağı" teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; "tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı" teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
    Bu çerçevede, 213 sayılı Kanunun 10. maddesi hükmüne göre kanuni temsilci sıfatıyla ilgili kişilerin takip edilebilmesi için, asıl borçlu şirket nezdinde vergi borcunun usulüne uygun bir biçimde tarh, tahakkuk ve tebliğ safhalarından geçerek kesinleştirilmesi ve amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut biçimde ortaya konulması, bir başka ifadeyle, asıl borçlu hakkında 6183 sayılı Kanun ile belirlenen takip ve tahsil yollarının tüketilmesi gerekmektedir.
    Uyuşmazlıkta, asıl borçlu şirket nezdindeki takip ve tahsil işlemlerinin usulüne uygun yapıldığı, mal varlığı araştırması sonucunda amme alacağının şirketten tahsil edilemeyeceğinin ortaya konulduğu, ödeme emri içeriği amme alacaklarının ilgili olduğu dönemlerde davacının kanuni temsilcilik sıfatını haiz bulunduğu, bu haliyle dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmakla, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi