10. Hukuk Dairesi 2010/16308 E. , 2012/4471 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, takibin iptali ile yaşlılık aylığına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dışı .... olan 1997/4-10 dönemine ait sigorta prim borçları ve gecikme zammı nedeniyle anılan şirketin yönetim kurulu başkanı olduğundan bahisle, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan 1998/3205 sayılı takip dosyasından davacı aleyhine 28.11.1998 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, söz konusu alacağın tahsili amacıyla 03.09.2009 tarihli yazı ile davacının 506 sayılı Kanun kapsamında davalı Kurumdan aldığı yaşlılık aylığına haciz konmuştur. Davacı, iş bu dava ile zamanaşımına uğradığından bahisle takibin iptali ve yaşlılık aylığına konulan haczin kaldırılması istemiştir.
1-6183 sayılı Kanunun 58. maddesi hükmü uyarınca takibin iptali; ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde talep edilebilir. Somut olayda, 28.11.1998 tarihinde davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği belirgin olmakla talebin reddine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
2-506 sayılı Kanunun 121. maddesinde 24.06.2004 tarih ve 5198 sayılı Kanunun 17. maddesi ile yapılan ve 06.07.2004 tarihi itibariyle yürürlüğe giren değişiklikten önce “bu Kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları dışında haciz ve başkasına devir ve temlik edilemez” hükmü yer almakta iken anılan yasa ile “nafaka borçları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ ve bu Kanunun 80. maddesine göre takip ve tahsili gereken alacaklar” ibaresi eklenmiş, anılan 506 sayılı Kanunun 121. maddesi 5510 sayılı Kanunun 106. maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Bu defa aynı husus, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 93/1. maddesi ile düzenlenerek; “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88"nci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmü getirilmiştir. Atıf yapılan 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi “primlerin ödenmesi” başlığını taşımakta olup, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarından ödenecek primler ile genel sağlık sigortası üzerinden ödenecek primler hakkındaki düzenlemeler yer almakta ve bu kapsamda süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacakların Kurum tarafından 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri gereğince tahsil edileceği belirtilmektedir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu haciz (işlem) tarihi 03.09.2009 tarihi itibariyle yürürlükte olan yasal mevzuat gereğince, sosyal sigorta primlerinin tahsili amacıyla başlatılan takiplerde yaşlılık aylıkları yönünden haczin mümkün olması karşısında; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.