22. Hukuk Dairesi 2012/23924 E. , 2013/12826 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai, hafta tatili ile genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı cevabında davacının işe geç gelmeleri üzerine uyarıldığını ve en son 14.01.2011 günü de işe gelmediğinden devamsızlık nedeniyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25, II-g.) bendi uyarınca feshedildiğini son ondört günlük ücret alacağı dışında bir alacağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur
Mahkemece devamsızlık şartları gerçekleşmediğinden bilirkişi raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Dosya kapsamına göre, davalı şirkete ait petrol istasyonunda davacının pompacı olarak bir hafta üç gün 24 saat diğer hafta dört gün 24 saat çalıştığı diğer günlerinde ise evinde istirahat ettiği anlaşılmaktadır. Yapılan çalışmanın niteliği, yapılan işin ve işyerinin özelliğine göre bu tür çalışanların uyku ve diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan zaman dilimi gözetildiğinde, çalışmanın günde en fazla 14 saat sürdürülebileceği, 4857 sayılı Yasa göre bu durumda günlük 11 saate kadarki çalışmalar yönünden örtülü bir denkleştirmenin varlığı kabul edileceğinden, denkleştirmeye esas günlük 11 saati aşan süreler yönünden fazla çalışmanın varlığı kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği Hukuk Genel Kurulu"nun istikrar kazanmış 04.05.2006 gün ve 2006/9-107-144, 14.06.2006 gün 2006/9-374-382, 21.03.2007gün ve 2007/9-150-160, 21.03.2007 gün ve 2007/9-174-164, 08.07.2007 gün ve 2007/9-582-557 ve 19.09.2007 gün ve 2007/9588-597 sayılı kararlarıyla yerleşik uygulama haline gelmiştir.
Somut olayda davacının bir hafta üç gün 14"er saat çalışması durumunda 11 saat üzeri olan 3"er saatten haftalık 9 saat , diğer hafta ise dört gün çalıştığından yanı uygulamaya göre 12 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla mesai alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.