11. Ceza Dairesi 2017/12268 E. , 2019/7015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarihli 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, zincirleme suça dahil olan bir suçtan dolayı, bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet hükmü verilmiş ve kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak, kesinleşen hükme konu fiil de göz önüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurulup, kesinleşen hükümdeki sonuç cezanın mahsubunun gerekeceği ve fiil tarihleri de dikkate alınarak, hukuki kesintinin iddianame tarihi itibarıyla oluşacağı gözetilip sanığın eylemlerinin ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında zincirleme biçimde mi işlendiğinin değerlendirilmesi, mükerrer yargılama ve cezalandırılmanın önlenmesi bakımından, sanık hakkındaki Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/347 Esas sayılı dava dosyası getirtilip incelenerek mümkünse davaların birleştirilmesi, değilse bu davayı ilgilendiren belgelerin onaylı örneklerinin dosya içerisine konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre de;
a)Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Adıyaman 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/250 Esas ve 2010/854 Karar sayılı ilamının, 23.12.2010 tarihinde kesinleştiği, dosyaya konu suçtan sonra kesinleşen hükmün tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden TCK’nin 58. maddesi hükümlerinin uygulanması,
b)TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 07.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.