Davacı ..vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 07/11/2007 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalılar , ..., ... ve ..."a yapılan gerekçeli karar tebliğinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı ...26/02/2016 tarihli dilekçesi ile mahkemeye adres bildiriminde bulunarak adresini bildirdiği halde dosyada mevcut eski adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu 35. maddesine göre gerekçeli karar tebliği yapılması doğru olmamıştır.
Davalı ..."a yapılan gerekçeli karar tebliğine gelince; Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edecekse de tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmak zorunda olup söz konusu tebligatta 2 no"lu haber kağıdı davalının tebligat adresi kapısına yapıştırılmamıştır.
Davalı ..."ya yapılan gerekçeli karar tebliği yönünden ise; gerekçeli kararın dosyada mevcut olan Kurtuluş mahallesi Merkez /Ağrı adresine tebliğe çıkartıldığı tebligatın adresin yetersiz olduğu ve şahıs tanınmadığına dair şerh düşülerek mercie iade edildiği buna rağmen gerekçeli kararın belirtilen adrese Tebligat Kanunu 35. maddesi hükmüne göre tebliğe çıkartıldığı anlaşılmaktadır. Oysa Tebligat Kanunu 35. maddesi 2. fıkrasında açıkça “...adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır...” şeklinde düzenleme mevcut olup öncelikle adı geçen davalının adres kayıt sisteminde mevcut adresi davalının TC Kimlik numarası dosyada mevcut olmadığından sistemi üzerinden sorgulanamadığı takdirde gerekirse nüfus müdürlüğünden de sorularak tespit edilmeli bundan sonuç alınamazsa, belirtilen yasa maddesine uygun olarak tebligat yapılmalıdır.

Davalı ..."a yapılan gerekçeli karar tebliği yönünden ise; Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre yapılacak tebligata dair olarak Tebligat Yönetmeliği 31. maddesinde tebliğ memurunun, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerektiği düzenlenmiştir. Dosyada mevcut tebligat parçasından davalının adresten geçici olarak mı sürekli olarak mı ayrıldığına dair belirtilen şahıslardan herhangi bir beyan alınmadığı anlaşılmakla yapılan tebligat usul ve yasaya uygun olmamıştır.
Şu halde; adı geçen davalılar yönünden yapılan gerekçeli karar tebligatları savunma haklarını da kısıtlar nitelikte ve usulsüz olduğundan, usul ve yasaya uygun olarak tebligat yapılmak ve eksiklikler giderilmek üzere dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan ve gerekli temyiz süresi de beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 17/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.