14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11789 Karar No: 2019/5878 Karar Tarihi: 26.09.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11789 Esas 2019/5878 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, ölen kişinin borca batık olduğu gerekçesiyle mirasın hükmen reddini istedi. Davalılar bu talebe karşı çıktılar. Mahkeme, davanın reddine karar verdi. Davacılar temyiz etti. Mirastan feragat sözleşmesinin tarafları arasındaki tasarrufi işlem belirtilmesine rağmen, davacının feragat beyanını sahiplenip sahiplenmediği araştırılmadı. Ayrıca, ölüm tarihi itibariyle terekenin borca batık olup olmadığı ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır. Mirasın hükmen reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Kararda belirtilen Kanun Maddeleri TMK 605/2 ve Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrasıdır.
14. Hukuk Dairesi 2016/11789 E. , 2019/5878 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 09/04/2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, 14.12.2011 tarihinde ölen mirasbırakan ..."nın terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK"nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Somut olayda, davacılar vekilinin mirasın reddine ilişkin vekaletnamesinde özel yetki bulunmamasına rağmen bu eksiklik tamamlatılmadan yargılamaya devam edilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, Kadirli 2.Noterliğinin 22/12/2011 tarih ve 12803 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesi ile sözleşmenin taraflarının feragat beyanları ile tasarrufi işlem yaptıkları belli ise de davacı ...’nın buna dayalı terekeyi sahiplenip sahiplenmediği araştırılmamıştır. O halde ... plakalı aracın ölüm tarihinden itibaren trafik tescil kayıtları getittirilerek davacı ...’nın terekeyi benimseyip benimsemediğinin belirlenmesi ve sonucuna göre davacı ... yönünden bir hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/09/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.