Esas No: 2021/6477
Karar No: 2022/4776
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6477 Esas 2022/4776 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İcra Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir sıra cetveli davasında, şikayetçi vekili sıra cetvelinin usulüne aykırı düzenlendiğini öne sürerek iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kabul kararı vermiştir ancak Yargıtay'ın bozması üzerine yeniden görülen davada şikayet reddedilmiştir. Şikayetçi vekili bunun üzerine ek kararın değerlendirilmesi ile ilgili olarak temyiz başvurusunda bulunmuştur. Mahkeme, tefhimin eksik olması nedeniyle temyiz süresinin başlamadığını ve şikayetçi vekilinin itirazları doğrultusunda ek kararın kaldırılmasına karar vermiştir. Temyiz itirazları ise uygun görülmemiştir. Kararda, İİK'nın 363, 366, HMK'nın 294/3, 294/4, 298/3, 435 maddelerine atıfta bulunulmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde şikayetçi vekilince ek karar ile gerekçeli kararın temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Şikayetçi vekili, borçlunun aracına haciz konularak icra müdürlüğü tarafından paylaşıma konu bedel üzerinde sıra cetveli düzenlendiğini, kendi alacaklarına daha önce kesinleştiği halde sıra cetvelinde 2.sırada yer verildiğini, sıra cetvelinin usulüne aykırı düzenlendiğini öne sürerek iptalini talep ve dava etmişlerdir.
Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, şikayetin kabulüne dair verilen kararın Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 05.04.2021 tarihli ilamıyla şikayet olunanın haczinin önceki tarihli olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verilmesi amacıyla bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı ve hükümden sonra oluşturulan “karar” başlıklı temyiz başvurusunun değerlendirilmesine ilişkin ek kararı şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
1-Şikayetçi vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazları yönünden;
Tarafların tüm delilleri toplanıp, incelendikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK'nın 298/3. maddesi uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HMK'nın 294/3. maddesinde öngörülen biçimde oluşturarak tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada HMK'nın 294/4. fıkra hükmüne dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu (çoğu kez anılan madde hükmüne uygun olarak hazırlanmadan) tutanağa geçirilip, tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
Yargılama sonunda şikayetin reddine ilişkin kısa karar, tefhim edilmiş ise de, gerekçeli karar daha sonra yazılmış ve şikayetçi vekiline 09.10.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, bu tarihten itibaren temyiz süresi işlemeye başlamıştır. Zira gerekçeli karar tüm unsurlarıyla tefhim edilmemiştir. İİK'nın 363. maddesi uyarınca tefhimden itibaren temyiz süresinin başlaması hükmün HMK'nın 298/3 ve 294/3. maddeleri uyarınca yazılıp, tefhimine bağlıdır. Temyiz dilekçesi, HUMK'nın 435/son maddesi uyarınca temyiz edenin kimliği ve imzasıyla, temyiz olunan hükmü yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması halinde diğer şartlar bulunmasa bile reddolunmayıp, temyiz incelemesi yapılır. Medeni Usul Hukukunda ''Müddeti muhafaza dilekçesi'' diye bir müessese yoktur. Çünkü, bir tarafın sadece ''Temyiz süresinin muhafaza edilmesi'' için verdiği bir dilekçe ile karar temyiz edilmiş olmaz. Dilekçede temyiz edenin kimliği ve imzasının, temyiz olunan hükmü yeteri kadar belli edecek kayıtların (m.435,II) ve hükmün temyiz edildiğinin belirtilmesi gerekir ki, dilekçe temyiz dilekçesi olarak nitelendirilebilsin. 2494 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce, temyiz eden temyiz talebinden (dilekçesinden) itibaren bir hafta içinde vereceği bir temyiz lâyihası (tamamlayıcı dilekçe) ile temyiz sebeplerini bildirebilmekte idi. 2494 sayılı Kanunla bu imkân (temyiz lâyihası) kaldırılmıştır. Bu nedenle, (m. 436) ve (m. 439,I)'deki ''Lâyihasında'' kelimesi konusuz kalmıştır. Aynı nedenle, 23.02.1955 gün ve 24/1 sayılı YİBK (RG 11.04.1955 sayı 8978) da konusuz kalmıştır. Bugün temyiz eden tek bir dilekçe (temyiz dilekçesi) verebilir, ayrıca temyiz lâyihası (tamamlayıcı dilekçe) veremez.
Bu durumda, şikayetçi vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile gerekçeli kararla aynı tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, gerekçeli karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 23.09.2021 tarihli “karar” başlıklı temyiz başvurusu değerlendirilmesi kararının kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle şikayetçi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366.maddesi uyarınca ONANMASINA, ek karar yönünden peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, gerekçeli karar yönünden aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17.10.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.