12. Hukuk Dairesi 2016/29583 E. , 2018/2573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı banka tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlunun, alacaklı bankanın takip konusu çekte vekaleten hareket ettiği ve dava dışı ... Ltd. Şti. ile akdedilen kredi sözleşmesinin teminatı olarak ciro yoluyla devraldığı işbu takipte alacaklı sıfatının bulunmadığı sebebiyle takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda yüze karşı verilen kısa kararda; "Davanın reddi ile davacı lehine AAÜT uyarınca belirlenmiş 600,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ve davacı tarafça yapılan 0,75 TL dosya masrafı, 4 tebligat gideri olarak 40,00 TL, 13,50 TL başvurma harcı 29,20 peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine," karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda, "Davanın reddi ile davacı lehine AAÜT uyarınca belirlenmiş 600,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine ve davacı tarafça yapılan 0,75 TL dosya masrafı, 4 tebligat gideri olarak 40,00 TL, 13,50 TL başvurma harcı 29,20 peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, denilmiş ise de davalı vekilinin 18/07/2016 tarihli talebine istinaden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına" şeklinde hüküm kurulduğu, böylece vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiği görülmektedir. 6100 sayılı HMK"nun 294. maddesi gereğince, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Aynı Kanun"un 297/2. maddesine göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine aynı Kanun"un 298/2. maddesinde; gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin, artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin, Anayasa"nın 141. maddesi ile HMK"nun yukarıda değinilen emredici nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, re"sen gözetilmesi yasa ile hakime yüklenmiş bir görevdir. Keza karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu ve bu karar başlı başına bozma sebebi olduğundan yukarıda belirtilen ilke ve kurallar uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.