Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/16692 Esas 2012/4357 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/16692
Karar No: 2012/4357

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/16692 Esas 2012/4357 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/16692 E.  ,  2012/4357 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, davacı tarafından ödeme emirlerinin ödenmesinde talep edilen gecikme zammına faiz miktarları da ödendiğinden şimdilik 5.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    506 sayılı Yasanın 80. maddesinde öngörülen prim ve diğer Kurum alacaklarının (4447 sayılı Kanunun işsizlik sigortasına ilişkin 49/5. maddesi kapsamında işsizlik sigortası primlerinin de) süresinde ödenmemesi halinde tahakkuk ettirilen “gecikme zammı”; prim borcunun zamanında ödenmemesi halinde Kurumca talep edilecek kamu hukuku karakterli bir para alacağı için öngörülen nitelikli temerrüt faizi olup(Hukuk Genel Kurulunun 18.02.2004 tarih ve 2004/104-94 sayılı Kararı), Borçlar Kanununun 104/son maddesi hükmünde ifadesini bulan “geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüt sebebi ile faiz yürütülemeyeceği” ilkesine aykırı olarak ödeme emrinde yer alan gecikme zammına faiz işletilerek ödenmesinin talep edilmesi yasal dayanaktan yoksun olup, davacı tarafından bu kaleme ilişkin ödemelerin iadesinin talep edilmesi yerinde ise de, uygulamada yapılan yanılgılı değerlendirme sonucu olarak, dava konusu edilen faizlerin alınmış olması, 506 sayılı Yasanın 84. maddesinde sözü edilen, “yanlış (hatalı) ve yersiz olarak alınan prim” anlamında olup, anılan yasa maddesindeki düzenleme gereği, Kurumun bu yoldaki kazanımını, Borçlar Kanunu’nun 61 ve ardından gelen maddelerinde yer alan, haksız iktisabın bir türü olarak kabul etmek yerinde olur. Ancak hemen belirtmek gerekirse, konunun 506 sayılı Yasanın 84. maddesinde özel olarak düzenlemeye tabi kılınmış olması karşısında, bu özel düzenlemenin, Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanununun 72. maddesine göre, uygulama önceliği mevcut ise de, anılan 84. maddedeki düzenleme boşluklarının Borçlar Kanununun 61 ve ardından gelen madde hükümlerinin uygulanması suretiyle doldurulması gereği de yadsınamaz.
    Mahkemece, yapılan yazışmalar sonucu işyeri numarasının belirlenememesi sebebiyle takip dosyasının bulunamaması nedeniyle sübut bulmayan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    Mahkemece yapılacak iş, davacı Kurum vekiline talebi açıklattırılmak suretiyle, göstereceği deliller toplandıktan sonra açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 08.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.