Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/6464
Karar No: 2020/1620
Karar Tarihi: 10.03.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/6464 Esas 2020/1620 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/6464 E.  ,  2020/1620 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi
    TÜRK MİLLETİ ADINA


    K A R A R

    A) Davacı İstemi;
    Davacı dava ve ıslah dilekçesi ile toplamda 65.848,97 TL maddi, 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabı;
    Davalı .... Tic.A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    C) İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    Davacının 19/08/2010 tarihinde gerçekleşen iş kazası sonucu % 30 derecesinde maluliyet durumunun oluştuğu, SGK komisyonu kararında olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, mahkemece alınan kusur raporunda iş kazasının meydana gelmesinde davalı işveren Üstay İnşaat San. Ve Tic.Ltd.Şti."nin %40 oranında, davacının % 60 oranında kusurlu oldukları kanaatine varıldığının bildirildiği, hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, tarafların kusur oranı, kurum tarafından yapılan ödemeler ve dosya kapsamı nazara alınarak davalıların sorumlu olduğu miktarın tespit edildiği ancak bu miktarın davacının ıslah talebinden daha fazla oluşu gözetilerek taleple bağlılık ilkesi gereği 65.848,97 TL maddi tazminatın, takdiren 25.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulune, davalı ... şirketi yönünden ise açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
    Davacının çalıştığı işin anahtar teslimi iş olarak davalı Üstay İnş.San ve Tic. Şti. Ne verildiği bu itibarla da diğer davalının dava konusu maddi ve manevi tazminatı isteminden sorumlu tutulamayacağının ve hükmedilen manevi tazminatı miktarının dosya kapsamına uygun olduğunun anlaşılmasına göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK "nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

    E) Temyiz Nedenleri:
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı ...Ş.nin asıl işveren olarak tazminatlardan sorumlu olduğunu, Toros fabrika sahasındaki iskele inşaatı yıllar önce bittiği için artık sözde anahtar teslim sözleşmesi kapsamında inşa edilecek herhangi bir iskele kalmadığını, iskelenin yıllardır faaliyette olduğunu, tanıkların bir kısmının fabrika sahasında çalışan taşeron üstay inşaat işçilerinin emir ve talimatları, asıl işveren olan toros tarım yöneticilerinden ve amirlerinden aldıklarını belirttiklerini, bu durumun nazara alınması gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
    Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenler ile temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    Dava, 19/08/2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan kazalı sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davalı ... şirketi yönünden açılan davanın reddine, davanın kısmen kabulü ile 65.848,97 TL maddi tazminatın, takdiren 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/08/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Üstay şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından davacının iş kazası sonucu % 30 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu ve iş kazasının meydana gelişinde davacı sigortalının % 60 oranında müterafik kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
    Dosya kapsamından; davalı .... Tic. A.Ş tarafından ""Anahtar Teslimi İskele Betonarme Yapı Bakım, Tamir Bakım ve Yenileme İşleri” ni davalı Üstay İnşaat San ve Tic. Ltd. Şti’ye bırakıldığı, buna ilişkin aralarında sözleşme düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık, hakkında davanın reddine karar verilen davalı ...Ş. ile sigortalının işvereni arasında müteselsil sorumluluğu gerektiren asıl işveren-alt işveren(taşeron) ilişkisinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı Kanun"un 2.maddesine göre bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir.
    İş Kanunu"nun 2.maddesinin 7.fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
    5510 sayılı Kanun"un 12/6.maddesi ile de asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumlu tutulmuştur.
    4857 sayılı Kanun"un 2/7.maddesi ile işçilerin İş Kanunu"ndan, sözleşmeden ve toplu iş sözleşmesinden doğan hakları, 5510 sayılı Kanun"un 12/6.maddesi ile de Kurumun alacakları ve işçinin sosyal güvenlik hakkı daha geniş koruma-güvence altına alınmak istenmiştir. Aksi halde, 4857 veya 5510 sayılı Kanun"dan kaynaklanan yükümlülüklerinden kaçmak isteyen işverenlerin işin bölüm veya eklentilerini muvazaalı bir biçimde başka kişilere vermek suretiyle yükümlülüklerinden kaçması mümkün olurdu.
    Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu "müteselsil sorumluluktur". Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu"nun 2.maddesinin 6.fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler.
    Alt işverenden söz edebilmek ve asıl işvereni, aracının borçlarından sorumlu tutabilmek için bir takım zorunlu unsurlar bulunmaktadır.
    a) İşyerinde işçi çalıştıran bir asıl işveren bulunmalıdır. Sigortalı çalıştırmayan “işveren” sıfatını kazanamayacağı için, bu durumdaki kişilerden iş alanlar da aracı sayılmayacak ve anılan madde kapsamında dayanışmalı sorumluluk doğmayacaktır.
    b) Bir başka işveren, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş almalı ve sigortalı çalıştırmalıdır.
    c) İşverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırılması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Bu kişinin diğer bir takım işyerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi bulunmamaktadır.
    d) İşverenden alınan iş, işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir işyeri olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmamalıdır, aksi halde iş alan kimse aracı değil, bağımsız işveren niteliğinde bulunacaktır.
    e) İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
    f) Alt işverenin aldığı iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi yada yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin bütünleyici, yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi halinde, alt işverenden söz etme olanağı kalmayacak, ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.05.1995 gün ve 1995/9-273-548 sayılı kararı da aynı yöndedir.)
    Bu açıklamalardan yola çıkılarak somut olayda, davalılar arasında imzalanan 21/07/2010 tanzim tarihli protokolde; Üstay İnşaat San. Ve Tic.Ltd.Şti.".nin, Toros Tarım San. AŞ.nin tesislerindeki iskele betonarme yapı bakım işlerini yapacağı konusunda tarafların anlaşmış oldukları, yapılacak işin Toros Tarım San. AŞ.nin vereceği proje vb. dökümanlara ve/veya bizzat vereceği yazılı ve/veya sözlü talimatlara göre yapılacağı, Toros Tarım San. AŞ.nin malzeme, teçhizat, ekipmanı her zaman kontrol edebileceği, değiştirebileceği ve ilave olarak teminini isteyebileceği yönünde maddeler bulunduğunun anlaşılması karşısında davalı .... AŞ. nin, kendisine olağan denetim sınırlarını aşacak şekilde yetkiler tanıyan sözleşme ile işi diğer davalı Üstay İnşaat San. Ve Tic.Ltd.Şti."ye verdiği, asıl işveren olması nedeniyle hüküm altına alınan tazminatlardan davalı Üstay İnşaat San. Ve Tic.Ltd.Şti. İle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden davalı .... AŞ. hakkındaki davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
    O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına, ilk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir
    SONUÇ: 1- Temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin, Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
    10/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi