BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/21 Esas 2019/337 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2019/21
Karar No: 2019/337
Karar Tarihi: 18.03.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/21 Esas 2019/337 Karar Sayılı İlamı
T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/21
KARAR NO : 2019/337
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 08/01/2019
KARAR TARİHİ : 18/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı, Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 08/01/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ... nolu sicilinde kayıtlı anonim şirketi olduğunu ve 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiğini, şirketin halen Merter Vergi Dairesi'ne .... vergi numarası ile faaliyetine devam ettiğini, ....A.Ş ünvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 01/02/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde; Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğüne 543398 ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan .... Anonim Şirketi’nin dosyasında yapılan incelemede, şirketin/kooperatifin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile 30/12/2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi kapsamında; Aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması“ gerekçesiyle resen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 31/07/2013 tarihinde yukarıda belirtilen gerekçeye istinaden sicil kaydının resen terkin edildiği anlaşıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesi uyarınca, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin/kooperatiflerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri Ticaret Sicil Müdürlüğüne ibraz etmesi ya da şirketin/kooperatifin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmesi, ayrıca şirketin/kooperatifin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde, (Müvekkil Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce bu hususun tespit edilmesi mümkün olmadığından) buna ilişkin yazılı beyanı Ticaret Sicil Müdürlüğüne vermesi gerektiğini, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünce söz konusu şirkete/kooperatife, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde söz konusu şirketin/kooperatifin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete/kooperatife ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirket/kooperatif yukarıdaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi/kooperatifi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, söz konusu şirketin/kooperatifin ihyası istenmekte ise; “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 16’ncı maddesinin 2’nci fıkrasında yer alan “Bu Tebliğ hükümlerine göre, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatiflerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü gereğince, bu işlemin madde hükmünde de belirtildiği üzere ancak bu hususta mahkemeye başvurulmak suretiyle gerçekleştirileceğinin açık olduğunu, müvekkili sicil müdürlüğünün bu yönde bir mahkeme hükmü olmaksızın şirketi/kooperatifi tekrar sicile tescil gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,6102 sayılı TTK'nın geçici 7.maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü'nce re'sen terkin edilen kooperatifin şirketin ihyası davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; ... sicil nosunda kayıtlı ... Anonim Şirketi'nin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile 30/12/2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi kapsamında; Aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması“ gerekçesiyle resen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 31/07/2013 tarihinde sicilden resen terkin edildiği, ilan ve tebligat prosedürünün yerine getirildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen kooperatifin terkin olmadan önce merkez adresinin Güngören ilçesi sınırları içerisinde kaldığı, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK'nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK'nın 7 nci maddesinin 15 nci fıkrası hükmü "Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir." şeklinde olup buna göre şirketin ihyasında hukuki menfaatleri olanların şirketin kaydının silinme tarihinden itibaren 5 yıllık süre içerisinde ihya davasını ikame etmek zorundadırlar.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya döndüğümüzde,davacı yetkilisi olduğu şirketin TTK'nın 7 nci maddesi uyarınca sicilden resen terkin edildiğini ancak şirketin faal olduğunu bu nedenle sicil müdürlüğünün işleminin iptali ile şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiş ise de,dava tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun geçici 7. maddesi uyarınca açılacak olan ihya davasının anılan maddenin 15. Maddesinin son cümlesi uyarınca silinme tarihinden itibaren 5 yıl için de açılması gerekli olup davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca hesap edilen ¨2.725,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨200,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE
5235 sayılı Kanunun geçici 2'nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360'ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.18/03/2019
BAŞKAN ...
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE ...
☪e-imzalıdır.☪
ÜYE ...
☪e-imzalıdır.☪
KÂTİP ...
☪e-imzalıdır.☪
"İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR."
