3. Hukuk Dairesi 2017/8181 E. , 2019/6293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 15.02.2016 tarihinde açtığı davada ,taraflar arasında düzenlenen 01.01.2013 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi içerisinde bulunan kantini kiraladığını ,2015 yılına ilişkin aylık kira bedeli 1.660 TL iken davalı ...’nın 08.02.2015 tarih 225 sayılı Encümen kararı ile mecurun 2016 yılına ilişkin aylık kira bedelinin 2.500 TL’na çıkarıldığı,yeni dönem kira bedelinin ödenmemesi durumunda tahliye sağlanacağı ihtarı yapılması üzerine 2016 yılı için aylık 2.500,00 TL’den olmak üzere yıllık 30.000,00 TL kira bedelini peşin olarak ödemek zorunda kaldığını , ancak fiyat endeks oranlarına göre yıllık kira bedelinin yaklaşık olarak 22.000 TL olması gerekirken ekonomik koşullar dikkate alınmadan fahiş miktarda arttırım yapıldığını oysa ki kira parasının benzer yerlerin kira miktarları karşılaştırılarak fiyat endeks oranlarına uygun hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak tespiti gerektiğini belirterek mecurun yıllık kira bedelinin tenzili ile 22.000,00 TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiş; Davacı 29.03.2016 tarihli dilekçesi ile de HMK 176 ve devamı maddeleri gereğince yıllık kira bedelinin 22.000,00 TL olarak tespitine dair yapmış olduğu taleplerini, yıllık kira bedelinin 24.948,00 TL olarak tespit edilmesi şeklinde ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, yeni dönem kira bedelinin önceki dönem kira bedelinden daha düşük bir rakam olması gerektiği hususunda ancak şartları mevcut ise ancak uyarlama davası açılabileceği, kira tespit davası açılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 344.maddesinde ise “Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını (01.01.2019 tarihinden sonrası için ise tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını )geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir.” hükmü bulunmaktadır.
Olayımıza gelince ; Taraflar arasında düzenlenen 01.01.2013 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı kiracı "itirazı kayıtla" 01.01.2016 - 2017 dönemine ilişkin olarak 30.000 TL kira ödemesinde bulunmıştur. Yukarıda bahsedilen TBK"nun 344. maddesi gereğince kiracının da kira bedeli tespiti davası açma hakkı bulunduğu gözetildiğinde Mahkemece yapılacak iş; tespiti istenen 01.01.2016-01.01.2017 dönemi için davacı kiracı tarafından ihtilafsız ödendiği anlaşılan bir önceki , 01.01.2015-01.01.2016 dönemine ilişkin, kira bedeli üzerinden Üretici Fiyat Endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranı nazara alınarak artış yapılarak sonucuna göre kira bedelinin tespit edilmesi dosya kapsamı ile uyumlu bulunmayan, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.