Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6900
Karar No: 2019/5864
Karar Tarihi: 25.09.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/6900 Esas 2019/5864 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/6900 E.  ,  2019/5864 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.01.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.03.2016 ve 10.09.2012 günlü hükümlerin Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, İİK"nın 121. maddesi uyarınca yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalılardan ..., ..., ... ve ...’ın, icra takip dosyasına konu borcu nedeni ile müvekkiline borçlu bulunduğunu, icra hukuk mahkemesinden ortaklığın giderilmesi davası açabilmek için yetki belgesi alındığını beyanla, davalı borçluların diğer davalılarla elbirliği mülkiyet şeklinde malik olduğu 11920 parsel, 6146 ada 8 parsel 2. kat 5 no"lu bağımsız bölüm, 3289 ada 676 parsel, 3289 ada 677 parsel, 3289 ada 678 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın, satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiş, kararın 01.11.2012 tarihinde kesinleştiği, şerh düşülmüş ve taşınmazlar için İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2014/4 sayılı satış dosyasında satış işlemlerine başlanarak 11920 parsel haricindeki taşınmazların satışı yapılmıştır.
    Davalılardan ... vekili 16.10.2015 tarihli İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesine hitaben yazdığı “Yargılamanın yenilenmesi” dilekçesinde, müvekkilinin 11920 parselde hissedar olduğunu, kendisine yargılama boyunca usulüne uygun tebligat yapılmadığını, dava dilekçesinin “Yengesi” imzasına usulsüz tebliğ edildiğini ve sonraki tebligatların da yine aynı adrese TK m 35’e göre usulsüz tebliğ edildiğini, halbuki davalının Türkiye’de yaşamadığını, tebligatlar usulsüz olduğundan kesinleşme şerhi kaldırılarak yargılamanın yeniden yapılmasını istemiştir.
    Davacı vekili ise, ...’a dava dilekçesinin tebliğ edildiği adreste yengesine, satış dosyasında ise yine aynı adrese yapılan tebligatın bizzat davalı ...’a yapıldığını, davalının iddiasının süreci uzatmaya yönelik olduğunu, davacının hissesi olan 11920 parsel dışındaki diğer taşınmazların ihalesinin yapıldığını belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinin reddini savunmuştur.
    Mahkemece verilen 04.03.2016 tarihli Ek Kararda; İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/220 Esas ve 2012/865 Karar sayılı dava dosyasında dava dilekçesinin ..."ın yengesi "..."a" tebliğ edildiği, tebligat parçasında aynı konutta oturduğuna dair bir şerh olmadığı, bundan sonra yapılan tebligatların da 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre yapıldığı, yapılan tebligatlar usulsüz olduğundan usulsüz tebligatla verilmiş olan karar ve kesinleşme şerhi sonuç doğurmayacağından kesinleşmiş mahkeme kararından bahsedilemeyeceğini, yargılamanın iadesinin ise kesinleşmiş hükümlere karşı istenebileceğini gerekçe göstererek açılan davanın reddine karar vermiştir.
    Hükmü davalı ... vekili, 09.03.2016 tarihli ve 21.03.2016 tarihli dilekçeleri ile temyiz etmiştir.
    Davacının sunmuş olduğu dilekçeler, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/220 Esas ve 2012/865 Karar sayılı hükmünün 11920 sayılı parsel yönünden temyizen incelenmesi talebi olarak kabul edilmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
    Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
    7201 sayılı Tebligat Kanununun;
    1- "Bilinen Adreste Tebligat" kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
    Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.",
    2- “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” kenar başlıklı 16. maddesinde, “ Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”
    Birinci ve ikinci fıkralarında, gerçek kişilerle ilgili olarak, muhatabın kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmasından sonra, eğer bu kişi adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu; adresini değiştiren kişinin yeni adres bildirmemesi ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.
    Somut olaya gelince; dava dilekçesinin davalılardan ...’a tebliğine ilişkin tebligat parçasında bu adreste oturup oturmadığı ve kendisi adına tebligat yapılan kişinin, aynı konutta yaşayıp yaşamadığı belirtilmeksizin yapılan tebligat usulüne uygun olmamasına rağmen geçerli tebligat yapıldığı kabul edilerek davalıya davada kendisini savunma hakkı tanınmaksızın yokluğunda yargılamaya devam olunarak hüküm verilmesi; usulüne uygun bir tebligat yapılmış olmadığından ve adres kayıt sisteminde adresi bulunup bulunmadığı belirlenmeksizin gerekçeli kararın 35. maddeye göre tebliği usulüne uygun değildir.
    Yukarıda açıklandığı üzere davalılardan ...’a usulüne uygun tebligat yapılmadan, usulünce taraf teşkili sağlanmadan ve hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan yargılamaya devam olunarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, davalı temyiz eden ...’ın hissedarı olduğu 11920 parsel sayılı taşınmaz yönünden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi