![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2021/3426
Karar No: 2022/645
Karar Tarihi: 24.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3426 Esas 2022/645 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/3426 E. , 2022/645 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3426
Karar No : 2022/645
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 28/04/2021 tarih ve E:2017/4961, K:2021/1319 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti:Danıştay Beşinci Dairesinin 28/04/2021 tarih ve E:2017/4961, K:2021/1319 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddialarının yerinde, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiasının ise ciddi görülmediği,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda Yargıtay … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, örgüte himmet adı altında maddi destek sağladığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının tanık beyanlarına karşı ileri sürdüğü iddialara itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Aile birliği içinde davacının eşi adına açılmış olan hesaplara FETÖ lideri tarafından talimatın verildiği 25/12/2013 tarihinden sonra altın ve nakit olarak para yatırılması ve katılım hesabı açılması hususunun davacının bilgisi dışında olduğunu kabul etmenin hayatın olağan akışına aykırı olacağı, mali açıdan geleceği belirsiz ve risk altında olan Asya Katılım Bankası AŞ.'ye bu şekilde para yatırılmasının tasarruf ya da kâr saikiyle izahının da mümkün olmadığı, netice itibarıyla, örgütün amacına hizmet eden bir finans kuruluşu olan Bankanın mali durumuna destek olmak amacıyla, örgüt liderinin talimatı sonrasında davacının eşine ait hesaba gerçekleştirilen para yatırma işlemlerinin, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin, AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından, dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 6749 sayılı Kanun'un (667 sayılı KHK) 3/1. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği, hakkında hiçbir kişileştirme yapılmadan, meslekten çıkarmayı gerektirecek aleyhe somut deliller gösterilmeden, savunma dahi alınmadan, soyut bir takım gerekçelerle değerlendirme yapılmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemlerle ölçülülük ilkesi, savunma hakkı, adil yargılanma hakkı ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği, Anayasa ve 2802 sayılı Kanun hükümlerine aykırı biçimde savunma hakkı kullandırılmadan, soyut ibarelerle, tüm hayatını etkileyecek, ceza niteliğindeki bir karar ile meslekten çıkarıldığı, hayatının hiçbir bölümünde FETÖ/PDY örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunmadığı, bu yönüyle anayasal düzene sadakat yükümlülüğün ihlali anlamına gelebilecek herhangi bir davranışının bulunmadığı, dosyadaki tanık beyanlarının duyuma dayalı, soyut ve gerçek dışı oldukları, bu yönüyle anılan beyanların hükme esas alınamayacağı, dava konusu karar ile kendisi ve ailesinin sosyal ölüme terk edildiği, olağanüstü hal durumunda alınan kararların olağanüstü hal kararı alınmasına sebep olan olay ile konu birlikteliğinin bulunmasının gerektiği, yalnızca geçici, tedbir niteliğinde kararlar alınabileceği, oysa HSK Genel Kurulu'nun tedbiri aşan ceza niteliğinde meslekten çıkarma kararları aldığı, durumun gerektirdiği ölçünün kesinlikle aşıldığı, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, davanın reddi yolundaki temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Anayasaya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Diğer yandan, UYAP ortamından yapılan inceleme sonucu, davacı hakkında verilen mahkumiyet kararının, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 28/04/2021 tarih ve E:2017/4961, K:2021/1319 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 24/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.