Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan rapor uyarınca dava konusu 416 parselden ifrazen oluşan 3318 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; Dosya içerisindeki kamulaştırma evrakından, dava konusu 416 parselin 477 m2"lik (ifrazen oluşan 3319 parsel) kısmının 16.05.1970 tarih 970/72 sayılı kamu yararı kararı ile Ankara-Çankırı devlet yolu kamulaştırma sahasında kalması nedeniyle davalı idarece kamulaştırıldığı, kamulaştırma evrakının tebliğine ilişkin olarak çıkartılan noter tebligatının taşınmazın o dönemki malikleri olan Satılmış Keser"e 18.05.1972, Keziban Keser"e ise 16.05.1972 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davalı idarece yapılan tebliğden itibaren 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14. maddesinde yazılı 30 günlük hak düşürücü süre içinde bedel arttırım davası da açılmamış olduğundan kamulaştırma işlemi kesinleşmiş olup, 416 parselden ifrazen oluşan 3319 parsel sayılı taşınmaz yönünden kamulaştırmasız el atmadan bahsedilemeyeceği gözetilerek, bu parsele ilişkin olarak davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.