11. Hukuk Dairesi 2016/8443 E. , 2018/1745 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31.03.2016 tarih ve 2015/94-2016/240 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin ..."da faaliyet gösterdiğini, 5174 sayılı yasanın odalara kayıt zorunluluğu başlığını taşıyan 9. maddesi hükmüne göre bir merkeze bağlı olduğu halde ister merkezin bulunduğu odanın ister başka odanın çalışma alanı içinde olan müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan ve muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi bulunmadığı halde dahi kendi başına sınai ve ticari muamele yapan yerlerin şube sayılacağından bahisle davalı şirketin ... şubesinin ticaret siciline resen tesciline ve yasanın öngördüğü para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin merkezinin ... de olduğunu, faaliyet alanındaki ilçe birimlerinin tüm işlemlerinin merkez tarafından ve tek elden yapılmakta olduğunu, bu birimlerin merkezden ayrı bir yönetime sahip olmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ...’da şubenin tanımının yapılmadığı ancak 5174 Sayılı Kanunda şubenin tanımlanmış olduğu, bu Kanun’un 9/.... maddesine göre "Bir merkeze bağlı olduğu halde, ister merkezin bulunduğu odanın, ister başka odanın çalışma alanı içinde olan müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan ve/veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi bulunmadığı halde kendi başına sınai faaliyet ve ticari muamele yapan yerler ve satış mağazaları bu Kanunun uygulanması bakımından şube" sayılacağı, davalı şirkete ait ... işletmesinin tüm bu vasıflara haiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı şirketin ..."da faaliyet gösteren işletmesinin şube vasfında olduğu iddiasına dayalı olarak re"sen tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunu şube tanımına yer vermemiş olmakla birlikte, 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu"nun 9. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca "bir merkeze bağlı olduğu halde, ister merkezin bulunduğu odanın, ister başka odanın çalışma alanı içinde olan müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi bulunmadığı halde kendi başına sınai faaliyet ve ticari muamele yapan yerler ve satış mağazaları bu Kanun"un uygulanması bakımından şube sayılır" hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada davalının ...’da bulunan biriminin şube olarak kabul edilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalının ... Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne hitaben yazdığı ....03.2010 yazıda çalışanların alımı, maaş ödemeleri, işten çıkarılmaları vb. işlemlerinin merkezden yapıldığı, yine ticari işlemlerin merkezden yürütüldüğü, dava konusu birimin bağımsız hareket kabiliyeti olmadığı belirtilmiş olup, mahkemece yazılan müzekkere cevabında ise muhasebe kayıtlarının şirket merkezinde tek bir defterde tutulduğu, ... birimine ait olarak ayrıca bir muhasebe kaydının olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda değinilen kanun hükmü ve dosyaya yansıyan bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, davalının ... ilçesinde bulunan biriminin dış ilişkilerde merkezden bağımsız olmadığı, kendi başına ticari faaliyette bulunmadığı, ayrı bir sermayesinin ve muhasebe kaydının söz konusu olmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.