Esas No: 2021/1417
Karar No: 2022/637
Karar Tarihi: 24.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1417 Esas 2022/637 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/1417 E. , 2022/637 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/1417
Karar No : 2022/637
TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNANLAR : I- (DAVACI): ...Derneği
VEKİLİ : Av. ...
II- (DAVALI): ...Bakanlığı
(Mülga ...Bakanlığı)
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 05/10/2020 tarih ve E:2015/4216, K:2020/3450 sayılı kararının, aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması taraflarca karşılıklı olarak istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 30/04/2015 tarih ve 29342 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri ile Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik'in; 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer alan "37-66" ibaresi ile (h) ve (k) bentlerinde yer alan "0-36" ibaresinin; 6. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "bir yıllık" ibaresi ile (d) bendinin ve 6.fıkrasının; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinin; 16. maddesinin; 17. maddesinin 1. fıkrasının (c), (n) ve (o) bentlerinin; 18. maddesinde yer alan "ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından onaylanan" ibaresinin; 29. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "kuruluşun temizlik ve diğer işlerinde çalıştırılamaz" ibaresinin; 32. maddesinin; 47. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin; 49. maddesinin; 51. maddesinin ve Geçici 2. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 05/10/2020 tarih ve E:2015/4216, K:2020/3450 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin ehliyete ilişkin itirazının yerinde görülmediği,
Dava Konusu Yönetmeliğin Geçici 2. maddesinin incelenmesi:
Dava konusu Geçici 2. madde ile, Yönetmeliğin yayımından önce açılmış veya açılma işlemleri başlatılmış kuruluşların binalarını yeni duruma uygun hale getirilebilmeleri için binalarda önemli fiziki değişikliklerin yapılmasının zorunlu kılındığı, bu değişikliklerin gerçekleştirilmesinin bazen fiilen mümkün olamadığı, bu durumun da daha önce verilmiş olan izinlerin iptali sonucunu doğuracağı,
Yönetmeliğin 6. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde istenilen rapor ile 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde belirtilen fiziki koşul dışında tamamlanması istenen belge ve fiziki koşulların, geçiş hükmünde öngörülen bir yıllık süre içerisinde tamamlanabilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından, bu kısımlarda hukuka aykırılık bulunmadığı,
Geçici 2. maddenin; 6. maddenin 3. fıkrasının (d) bendinde istenilen rapor ile 15. maddenin 1. fıkrasının (d) bendinde belirtilen fiziki koşula ilişkin kısmının incelenmesi;
Dava konusu Yönetmeliğin yayımından önceki mevzuat uyarınca fiziki koşulları sağlamış, usulüne uygun olarak faaliyet ruhsatı almış ve halen faaliyetine devam eden kuruluşların, "kuruluş ile meyhane, kahvehane, kıraathane, bar, elektronik oyun merkezleri ve benzeri umuma açık yerler, alkollü içki satılan yerler ile genel ahlak kurallarına uygun olmayan mekânların varsa bahçe kapıları, yoksa bina kapıları arasında en az 100 metre mesafe bulunması" şartını sağlamalarının istendiği Geçici 2. maddede, kuruluşların kazanılmış haklarının korunmaması nedeniyle hukuka uyarlık bulunmadığı, anılan kısımlarının iptali gerektiği sonucuna ulaşıldığı,
Nitekim, Yönetmeliğin Geçici 2. maddesinin iptali istemiyle daha önce açılan davada, Dairelerinin 27/02/2020 tarih ve E:2015/1982, K:2020/955 sayılı kararıyla yukarıda açıklandığı şekilde anılan maddenin, Yönetmeliğin 6. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde istenilen rapor ve 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde belirtilen fiziki koşulun sağlanması yönünden iptaline, maddenin diğer kısımları yönünden davanın reddine karar verildiği,
Dava Konusu Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer alan "37-66" ibaresi ile (h) ve (k) bentlerinde yer alan "0-36" ibaresinin ve 17. maddesinin (n) ve (o) bentlerinde yer alan "0-36" ibaresinin incelenmesi:
Söz konusu düzenlemelerin, 08/09/2016 tarih ve 29825 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri İle Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirildiği, bu nedenle bahse konu ibareler yönünden, davanın esası hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı,
Yönetmeliğin dava konusu diğer maddelerinin incelenmesi:
Yönetmeliğin 6. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "bir yıllık" ibaresi ile (d) bendi ve 6. fıkrasında; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinde; 16. maddesinde; 17. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, (n) ve (o) bentlerinin “0-36” ibaresi dışında kalan kısımlarında; 18. maddesinde yer alan "ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından onaylanan" ibaresinde; 29. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "kuruluşun temizlik ve diğer işlerinde çalıştırılamaz" ibaresinde; 32. maddesinde; 47. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde; 49. maddesinde; 51. maddesinde ve Geçici 2. maddesinde, 6. maddenin 3. fıkrasının (d) bendinde istenilen rapor ile 15. maddenin 1. fıkrasının (d) bendinde belirtilen fiziki koşul dışında kalan diğer kısımları yönünden, Yönetmeliğin dayanağı üst hukuk normlarına, mevzuata ve hukuka aykırı olmadığı gerekçesiyle,
30/04/2015 tarih ve 29342 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri ile Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmeliğin, Geçici 2. maddesinin; Yönetmeliğin 6. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde istenilen rapor ve 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen fiziki koşulların sağlanması yönünden iptaline; 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer alan "37-66" ibaresi, (h) ve (k) bentleri ve 17. maddesinin (n) ve (o) bentlerinde yer alan “0-36” ibaresi yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına; Yönetmeliğin dava konusu diğer kısımları yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, dava konusu Yönetmeliğin 6. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "bir yıllık" ibaresi yönünden, bir yıllık bir süre sınırlaması konulmasının hukuki yararının bulunmadığı, Borçlar Kanunu'na göre kira sözleşmelerinin şekle bağlı olmadığı, Kanun'da herhangi bir şekil şartı öngörülmezken yazılı şekil ve bir yıllık süre konulmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği; 3. fıkrasının (d) bendi yönünden, fıkrada belirtilen yükümlülüğün kuruma değil, akollü içki satılan ve genel ahlaka uygun olmayan yerlere getirilmesi gerektiği; 6. fıkrası yönünden, bina stoğu ve imar durumu dikkate alındığında halen işletilen kurumlar için gerçekleştirilmesinin çok ağır ve zor olduğu; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentleri yönünden, şartların sağlanmasının ekonomik olarak zor olduğu, çocukların tüm odalarının aydınlık olmasının gerekmediği, uyku odaları ve bazı odaların penceresiz ve aydınlık olmasalar da gerekli işlevi yerine getireceği; 16. maddesi yönünden, düzenlenmenin bilimsellikten uzak ve kazanılmış haklara aykırı olduğu; 18. maddesinde yer alan "ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından onaylanan" ibaresi yönünden, her personel değişikliğinin İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından onaylanmasının zaman ve iş kaybına yol açacağı; 29. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "kuruluşun temizlik ve diğer işlerinde çalıştırılamaz" ibaresi yönünden, söz konusu kuralın sözleşme ve çalışma serbestisine aykırı olduğu; 32. maddesi yönünden, çocuk bakımında tecrübeli, enerjisi olan insanların serbest bir kuruluşta çalışmasının yasaklanmasının hukuka aykırı olduğu, Anayasa ile güvence altına alınmış çalışma hürriyetine aykırılık teşkil ettiği; 47. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi yönünden, faaliyetlerin bedellerinin başlangıçta belirlenen ücrette dikkate alınması durumunda ailelere büyük bir külfet getireceğinden bu hususta bağlayıcı kural getirilmesinin hukuka aykırı olduğu; 49. maddesi yönünden, uzun vadeli plan ve yatırımlar yapan kurumun anlık iadeye zorlanmasının hakkaniyetli olmadığı, her iki taraf için de daha hakkaniyetli bir çözüm bulunması gerektiği; 51. maddesi yönünden, kamu otoritesine sınırsız bir yetki alanının tanındığı, denetimin sınırlarının belirlenmediği ve düzenlemenin hukuka aykırı olduğu; Geçici 2. maddesi yönünden, bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce faaliyette bulunan ve ruhsat almış kurumların 1 yıl içinde yönetmeliğe uygun hale getirilmesinin istendiği, bu düzenlemenin yerine getirilmesinin fiilen imkansız olduğu, ülke koşullarında mümkün olmadığı, eski düzenlemeler doğrultusunda kiralama yapılarak sözleşmelerin imzalandığı, 1 yıl gibi bir sürede yeniden düzenleme yapılmasının beklenemeyeceği, temyiz istemine konu kararın redde ilişkin kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, usule ilişkin olarak, davanın süre aşımı ve ehliyet yönlerinden reddine karar verilmesi gerektiği; esasa ilişkin olarak ise, gerek Anayasa gerekse uluslararası sözleşmelerde çocukların korunan gruplar arasında sayıldığı, dava konusu düzenlemelerin çocukların yüksek yararı gözetilerek yapıldığı ve sosyal hizmet kuruluşlarından faydalanan çocukların olumsuz uyaranlara karşı korunmasının amaçlandığı, kamu yararı, kamu düzeni ve kamu hizmeti ilkeleri gözetilerek yapılan dava konusu düzenlemelerin hukuka ve üst hukuk normlarına uygun olduğu, Yönetmeliğin Geçici 2. maddesinde sağlanması istenen fiziki koşullar ile temin edilmesi istenen raporun mülga Yönetmelikte de yer aldığı, bu nedenle önceki düzenleme uyarınca söz konusu şartları sağlamış olmaları gereken kuruluşların kazanılmış haklarının korunmadığından bahsetmenin hukuken mümkün olmadığı, kuruluşların önceki mevzuata aykırı biçimde almış olabilecekleri izin ve ruhsatlarının kazanılmış hak olarak kabul edilemeyeceğinin de açık olduğu, temyize konu kararın iptale ilişkin kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Taraflarca; Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, karşı tarafın temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın lehe olan kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı idarenin temyiz isteminin ise reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri ile Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmeliğin 30/04/2015 tarih ve 29342 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi üzerine, anılan Yönetmeliğin; 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer alan "37-66" ibaresi ile (h) ve (k) bentlerinde yer alan "0-36" ibaresinin; 6. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "bir yıllık" ibaresi ile (d) bendinin ve 6. fıkrasının; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinin; 16. maddesinin; 17. maddesinin 1. fıkrasının (c), (n) ve (o) bentlerinin; 18. maddesinde yer alan "ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından onaylanan" ibaresinin; 29. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "kuruluşun temizlik ve diğer işlerinde çalıştırılamaz" ibaresinin; 32. maddesinin; 47. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin; 49. maddesinin; 51. maddesinin ve Geçici 2. maddesinin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa'nın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141. maddesinde"...Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır..." hükmü yer almış,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, idari işlemlerin; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden yargısal denetime tabi tutulacağı vurgulanmış; 24. maddesinde ise, kararda bulunacak hususlar sıralanarak (e) bendinde kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesinin ve hükmün kararda belirtileceği kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Tarafların, Yönetmeliğin dava konusu Geçici 2. maddesine yönelik karşılıklı temyiz istemlerinin incelenmesi:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Onuncu Dairesi kararının, 30/04/2015 tarih ve 29342 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri ile Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik'in Geçici 2. maddesine ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Öte yandan, Daire kararında atıf yapılan Danıştay Onuncu Dairesinin 27/02/2020 tarih ve E:2015/1982, K:2020/955 sayılı kararı, Kurulumuzun 24/02/2022 tarih ve E:2020/2993, K:2022/640 sayılı kararı ile kesin olarak onanmıştır.
Davacının, temyize konu kararın, davanın reddi yolundaki kısımlarına yönelik temyiz isteminin incelenmesi;
Anayasa'nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ve 24. maddesi dikkate alındığında, idari yargı yerlerince idari işlemlerin yetki, şekil, sebep konu ve maksat yönlerinden yargısal denetime tabi tutularak incelenmesi ve kararların gerekçeli olarak yazılarak dayandığı hukuki sebepler ile hükmün kararlarda belirtilmesi gerekmektedir.
Bunun yanında, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında da değinildiği üzere; Anayasa'nın 36. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak bu maddede gerekçeli karar hakkından açıkça söz edilmemiştir. Anayasa'nın 36. maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınan adil yargılanma hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına gerekçeli karar hakkının da dâhil olduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin birçok kararında yer almıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının kabul edilmesi gerekir (Anayasa Mahkemesi, Abdullah Topçu, B. No:2014/8868, 19/4/2017, p.75).
Bu bağlamda, Anayasa'daki hakların etkili bir biçimde korunması için, davaya bakan mahkemelerin Anayasa'nın 36. maddesine göre "tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi" vardır (benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21/3/2000, s.33). AİHM içtihatlarına göre bir mahkemenin davaya yaklaşımı, başvurucuların iddialarına yanıt vermekten ve başvurucuların temel şikayetlerini incelemekten kaçınmalarına neden olması halinde Sözleşme'nin 6. maddesi davanın düzgün bir biçimde incelenmesi hakkı bakımından ihlal edilmiş olur (bkz. AİHM, Kuznetsov/Rusya, B. No: 184/02, 11/4/2007, s. 84-85).
Öte yandan, mahkemelerin bu yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya, karar gerekçesinde ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi anlamına gelmemektedir. (AİHM, Hiro Balani/İspanya Kararı; p.27). Bu nedenle, bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği, davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Bununla birlikte, görülmekte olan davalarda taraflarca "açık, kesin, somut bir şekilde ileri sürülen ve kabul edildiği takdirde davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte olan iddiaların" bulunması halinde, davayla doğrudan ilgili olan bu hususların mahkemelerce ayrıca ele alınması ve bu iddialara makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (AİHM Hiro Balani/İspanya Kararı; p.28).
Açıklanan bu hususlardan hareketle, mahkeme kararlarının, hüküm fıkrası ve hükmün dayandığı gerekçe ile bir bütün olduğu, gerekçesiz karar verilmesinin mümkün olmadığı açık olduğuna göre, gerekçenin hem temyiz incelemesini yapacak merci açısından, hem de kararı uygulayacak olan idare açısından yeterli açıklıkta olması gerektiğinde kuşku yoktur.
Yargılama hukukunda, yargı (hüküm), uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin yargılama sürecinin sonunda ulaştığı "sonuç"tur. Gerekçe, yargıcın çözümlemek durumunda olduğu uyuşmazlığa uygulanması gereken soyut hukuk kuralının saptanmasında, yorumlanmasında ve tüm ayrıntılarıyla ortaya konulup nitelendirilen maddi olaya uygulanmasında izlemiş olduğu yöntemi gösteren ve bu özelliği sebebiyle, yargılamanın nesnelliği ile varılan yargının doğruluğu konusunda davanın taraflarına güven, üst yargı yerine de denetleme olanağı veren açıklamadır.
Bu durumda, davaya konu idari işlemin hukuka uygunluk denetimini yapmakla görevli idari yargı merciince, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde sayılan unsurlar yönünden, işlemin hukuka aykırı olup olmadığına dair yargısal denetim yapılması ve bu denetim sonucunda varılan kararın gerekçeli olarak ortaya konulması gerekmekte iken, Daire kararında, Yönetmeliğin dava konusu 6. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "bir yıllık" ibaresi ile (d) bendi ve 6. fıkrası; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentleri; 16. maddesi; 17. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi, (n) ve (o) bentlerinin “0-36” ibaresi dışında kalan kısımları; 18. maddesinde yer alan "ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından onaylanan" ibaresi; 29. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "kuruluşun temizlik ve diğer işlerinde çalıştırılamaz" ibaresi; 32. maddesi; 47. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi; 49. maddesi; 51. maddesi yönünden, davacı ve davalı idarenin iddia ve savlarına ilişkin olarak ilgili mevzuatın yorumu ve iptali istenen düzenlemenin hukuka uygunluk denetimi yapılmaksızın, yani uyuşmazlıkla ilgili herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olduğundan, Daire kararının bu kısımlarında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı idarenin temyiz isteminin ise reddine,
2. Danıştay Onuncu Dairesinin 05/10/2020 tarih ve E:2015/4216, K:2020/3450 sayılı kararının, dava konusu Geçici 2. maddenin; Yönetmeliğin 6. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde istenilen rapor ve 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen fiziki koşulların sağlanması yönünden iptaline, diğer kısımları yönünden davanın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
Yönetmeliğin; dava konusu 6. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "bir yıllık" ibaresi ile (d) bendi ve 6. fıkrası; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentleri; 16. maddesi; 17. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi, (n) ve (o) bentlerinin “0-36” ibaresi dışında kalan kısımları; 18. maddesinde yer alan "ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından onaylanan" ibaresi; 29. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "kuruluşun temizlik ve diğer işlerinde çalıştırılamaz" ibaresi; 32. maddesi; 47. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi; 49. maddesi; 51. maddesi yönünden, davanın reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Onuncu Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 24/02/2022 tarihinde, Geçici 2. maddenin davanın reddine karar verilen kısmı yönünden oybirliği, diğer kısımlar yönünden oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141. maddesinin 3. fıkrasında; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." hükmü 4. fıkrasında da; "Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir." hükmü; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun; 49. maddesinde ise;
"1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.
b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.
2. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması,
sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozar.
3. Kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hâllerinde kesinleşen kısım Danıştay kararında belirtilir.
4. Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50 nci madde hükümleri kıyasen uygulanır.
5. Temyize konu edilen kararı veren ya da karara katılan hâkim aynı davanın temyiz incelemesinde görev alamaz." hükmü yer almaktadır.
Temyiz incelemesi sonucunda; kararın gerekçesinin doğru olmadığı veya eksik olduğunun, ancak sonucu itibarıyla hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda gerekçesinin değiştirilerek onanması mümkündür. Kararın bozulması durumunda da, karar sonucu itibarıyla ortadan kalkacağından, gerekçenin doğru olmaması ya da eksik olmasının hukuki bir sonuç doğurmayacağı açıktır.
Bu itibarla; temyize konu bir kararın gerekçesinin eksik ya da yanlış olduğunun tespit edilmesi halinde, temyiz incelemesinin 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca kararın sonucu değerlendirilmek suretiyle yapılması gerekmektedir. Bu yönde yapılacak temyiz incelemesi, Anayasa'nın 141. maddesinin 3. fıkrasında yer alan, kararların gerekçeli olarak yazılması ilkesini ihlal etmeyeceği gibi, aynı maddenin 4. fıkrasında yer alan yargılamada usul ekonomisinin dikkate alınması ilkesine de uygun olacaktır.
Daire kararında; "Yönetmeliğin dava konusu 6. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "bir yıllık" ibaresi ile (d) bendi ve 6. fıkrasında; 15. maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c), (ç) ve (d) bentlerinde; 16. maddesinde; 17. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, (n) ve (o) bentlerinin “0-36” ibaresi dışında kalan kısımlarında; 18. maddesinde yer alan "ve İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından onaylanan" ibaresinde; 29. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "kuruluşun temizlik ve diğer işlerinde çalıştırılamaz" ibaresinde; 32. maddesinde; 47. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde; 49. maddesinde; 51. maddesinde, Yönetmeliğin dayanağı üst hukuk normlarına, mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle, bahse konu düzenlemeler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bu durumda; Daire kararının, yukarıda yer verilen düzenlemeler yönünden davanın reddine ilişkin kısmına yönelik temyiz incelemesinin, kararın sonucu itibarıyla değerlendirilerek yapılması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.