11. Hukuk Dairesi 2016/8266 E. , 2018/1741 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... ... 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR
Taraflar arasında görülen davada ... ... 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen .../03/2016 tarih ve 2015/53-2016/39 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin sahibi bulunduğu "...+ ŞEKİL" markasının ... nezdinde tescil edilmiş olduğunu, müvekkil markasının ayırt edici unsurunun ... ibaresi olduğunu, müvekkili markasının ... içi ve ... dışında tanınmış bir marka olduğunu, davalı şirketin müvekkili markasının çekirdek unsurunun aynısını, aynı iştigal alanında marka ve ticaret unvanı olarak kullandığını, davalının haksız eylemlerinin müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu iddia ederek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti men"i, ref "i ile davalı şirket ticaret unvanının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, her iki şirketin faaliyet gösterdikleri mal ve/veya hizmet alanlarının farklı olduğunu, davacı markası ve ticaret unvanının hiçbir zaman kullanılmadığını, müvekkilinin markasının Türkiye ve ... dışında tanınmış marka olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre ... nezdinde 2004/12412 tescil nolu "... +ŞEKİL" markasının 37. sınıfta inşaat hizmetleri için davacı adına tescil edilmiş olduğu, markanın esas unsurunun ... ibaresi olduğu ve dava tarihi itibari ile sektörel olarak bilinen bir marka olduğu, ... nezdinde 2014/68319 tescil nolu "... İNŞAAT MADEN SANAYİ A.Ş.+ ŞEKİL" markasının 37. sınıfta madencilik hizmetleri için davalı adına tescil edildiği, markanın esas unsurunun ... ibaresi olduğu, davalı tarafından dava dosyasına ibraz edilen belgelerin markanın tanınmışlığını ispat eder nitelikte olmadığı, davanın taraflarının inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, her iki taraf markasındaki esas unsurun söyleniş/fonetik yönden aynı olduğu, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu ve davalının faaliyet alanında ... esas unsurlu markayı kullanmasının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı olduğu ve marka hakkına tecavüz kapsamında olduğu, eylemin haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespit ve men’ine, davalı ticaret unvanındaki ... kelimesinin sicilden terkinine, işletme adından ... isminin silinmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalının ticaret unvanının davacı tescilli markasına tecavüz oluşturduğunun, haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i ve ticaret sicilinden terkini talebine ilişkindir.
Mahkemece, yukarıdaki özette açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 6102 sayılı ...’nin 54. ve devamı maddeleri uyarınca davacı, tescilli markasına dayanarak haksız rekabetin tespiti ve men"i davası açabilir ise de, hareket tarzı itibariyle hakkın ihlaline zımnen müsaade edilmiş olması halinde, karşı tarafın senelerden beri iyiniyetle kullandığı ticaret unvanının iptali dava konusu olamayacaktır. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu’nun .... maddesi, “herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz” hükmünü içerdiğinden de uzun süre sessiz kaldıktan sonra dava açılmış olması himaye görmeyecektir.
Dosyaya yansıyan belgelerden davacı şirketin 2004-12412 tescil numaralı “... + şekil” ibareli markasının 04.05.2004 tarihinden itibaren koruma altında olduğu, davalı şirketin ise 16.02.2007 tarihinde ticaret siciline ilk tescilini yaptırdığı, ....04.2013 tarihinde ise şirketin nev’i değişikliğine gittiği görülmüş olup, işbu dava ....03.2015 tarihinde açılmıştır. Davalı şirket vekili, davacının, uzun süredir müvekkili firmanın ticaret unvanını kullanmasına ses çıkarmadığını, sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını savunuş olup mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında bu savunma konusunda bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.