14. Hukuk Dairesi 2016/7368 E. , 2019/5838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31/03/2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/01/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının 141 ada 15 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, davalı tarafından 05.02.2015 tarihinde satın alınan 57/4480 hissenin davacıya ait ön alım hakkı nedeniyle iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın kadastroya tabi tutulmadan önce de hissedarlar arasında paylaşıldığını, davacı tarafından pay devri sırasında herhangi bir hak ileri sürülmediği halde hisse alındıktan sonra önalım hakkının ileri sürülmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 141 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ..."ın hissesinin iptali ve davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince;
Mahkemece, davacı ... tarafından 26.02.2014 tarihinde ... mirasçıları ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan 141 ada 15 parsel sayılı taşınmaza müdahalenin önlenmesine ilişkin Ceyhan 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait 2014/118 Esas sayılı davanın açılmasından sonra davalı ...’nin taşınmazda hisse alarak malik olduğu, dolayısıyla bu davanın ve bu davada alınan keşif ve raporların fiili taksim olgusuna delil teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Fiili taksim olgusu yeterince araştırılmadan eksik incelemeyle hüküm verilmesi doğru değildir. Bu nedenle mahkemece tüm taraf delilleri toplanmalı, mahallinde keşif yapılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 259/2.maddesi gereğince tarafların tanıkları varsa taşınmaz başında dinlenerek satış tarihinde davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişinin kullandığı ayrı ayrı bölümler bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çelişkili beyanlar varsa giderilerek fiili taksim olgusu var ise fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide denetime elverişli şekilde işaretlenmek suretiyle fiili taksimin mevcut olup olmadığı saptanmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeden eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/09/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.