9. Hukuk Dairesi 2017/15049 E. , 2018/2809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MAHKEMESİ 30. HUKUK DAİRESİ
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi davalı avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Dava dilekçesinin özeti:
Davacı vekili davalı Banka aleyhine “ feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine ve yasal sonuçlarına “ hükmedilmesi talebi ile dava açmıştır.
B) Davalının Cevabı:
Davacının iş akdinin performans yetersizliğine dayalı olarak geçerli nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesinin Kararı:
İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulüne, feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine ve işe iadenin yasal sonuçlarına karar verilmiştir.
D) İstinaf Aşaması:
İlk Derece Mahkemesi’ nin kararına karşı davalı Banka vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
E) İstinaf Sebepleri:
Davalı Banka vekili istinaf sebebi olarak cevap dilekçesindeki savunmalarını belirtmiştir.
F) Bölge Adliye Mahkemesi’ nin Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesi davalı vekilinin istinaf başvurusunu “ Dosya kapsamı, delil durumu ve yerel mahkeme karar gerekçesine göre başvuru nedenleri ile sınırlı hususlar ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine “ şeklindeki gerekçe ile reddetmiştir.
G) Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesi’ nin kararına karşı davalı Banka vekili tarafından süresinde, istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarının nasıl yazılacağı ve neleri ihtiva edeceği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 359. maddesinde çok detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu maddedeki düzenleme emredici niteliktedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 359. Maddesi aynen;
“MADDE 359- (1) Karar aşağıdaki hususları içerir:
a) Kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ile başkan, üyeler ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları, sicil numaraları.
b) Tarafların ve davaya ilk derece mahkemesinde müdahil olarak katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özeti.
ç) İlk derece mahkemesi kararının özeti.
d) İleri sürülen istinaf sebepleri.
e) Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep.
f) Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi.
g) Kararın verildiği tarih, başkan ve üyeler ile zabıt kâtibinin imzaları.
ğ) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Ayrıca T.C. Anayasa’sının 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 359/2. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Kararın neleri içereceğine ilişkin bu kanuni şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesi’ nin kararı HMK. nun 359. maddesi çerçevesinde değerlendirildiğinde;
Kararda davalı tarafın istinaf sebepleri belirtilmemiştir.
Karara karşı istinaf talebinde bulunan tarafın istinaf sebeplerinin Bölge Adliye Mahkemesi’ nin kararında belirtilmemesi HMK. nun 359/d maddesine aykırıdır.
İstinaf sebeplerinin ne olduğu Bölge Adliye Mahkemesi’ nin istinaf incelemesinin sınırlarını belirlediği gibi ( kamu düzenine aykırı haller hariç ) ve Yargıtay’ ın ilgili Dairesi tarafından yapılacak temyiz incelemesinin sınırlarını da ( kamu düzenine aykırı haller hariç ) belirleyecektir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararında davalının istinaf sebeplerinin belirtilmemesi emredici nitelikteki HMK. nun 359/d maddesine aykırı olduğu gibi belirtilmeyen istinaf sebeplerinin neden kabul edilmediğinin gerekçeleri de açıklanmamış,
“ Dosya kapsamı, delil durumu ve yerel mahkeme karar gerekçesine göre başvuru nedenleri ile sınırlı hususlar ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine “ şeklinde gerekçe oluşturulmuştur. Bu açıklama Anayasa’ nın ve Yasa’ nın anladığı anlamda gerekçe değildir. Bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalının esasa ilişkin temyiz itirazları değerlendirildiğinde;
Davacının davalı bankada, 08.10.2012-17.03.2016 tarihleri arasında “ Kitle Bankacılığı Müşteri İlişkileri Yöneticisi “ olarak belirsiz süreli hizmet akdi ile çalıştığı, davanın bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalı Bankanın performans değerlendirmesinin objektif kriterlere bağlanmadığı, ilk derece mahkemesinin yargılama sürecinde alınan İşletme Yönetimi Uzmanı ile İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uzmanının düzenlediği bilirkişi raporundan davacının performansında sürekli bir düşüşün olmadığı, işverenin performans artırımına yönelik çabalarının olmadığı, bu itibarla feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından, 4857 sayılı İş Yasası" nın 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bölge Adliye Mahkemesi’ nin temyiz edilen kararının yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davanın kabulü ile, feshin geçersizliğine, davacının davalı işveren nezdindeki işine iadesine,
3- Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işveren tarafından işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi dikkate alınarak taktiren davacının 4 aylık brüt ücret tutarı olarak belirlenmesine,
4- Davacının işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının tahsilinin gerektiğinin TESPİTİNE,
5- Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. si uyarınca belirlenen 2.180,00 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Alınması gereken 35,90 TL. karar-ilam harcından davacının yatırdığı 29,20 TL. peşin harcın mahsubu ile 06,70 TL. bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7- Davacının yaptığı harçlar dahil toplam 128,40 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde ilgilisine iadesine,
9- Yatırdığı temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.02.2018 tarihinde kesin olarak, oy birliği ile karar verildi.