Esas No: 2018/5215
Karar No: 2022/1123
Karar Tarihi: 24.02.2022
Danıştay 4. Daire 2018/5215 Esas 2022/1123 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/5215 E. , 2022/1123 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5215
Karar No : 2022/1123
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Müteahhitlik yapan davacının kat karşılığı inşaat satış vaadi sözleşmesi uyarınca aldığı gayrimenkul üzerinde kat irtifakı kurarak, taşınmazları arsa payı üzerinden satması nedeniyle elde ettiği kazancı beyan etmediği ileri sürülerek takdir komisyonu kararlarına istinaden tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2010 yılı gelir vergisi ve 2010/7-9 dönemi geçici verginin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacının dosyaya sunduğu tapu sicil kayıtları incelendiğinde, söz konusu taşınmazlar üzerinde 2010 yılında kat irtifakı kurulduğu, 15/11/2013 tarihinde yapı kullanma izin belgesinin alınması üzerine 19/12/2013 tarihinde taşınmaz üzerinde kat mülkiyetine geçildiği görüldüğünden, uyuşmazlığa konu olan taşınmazların inşaatının 2013 yılında tamamlanmasından ve fiziki olarak da alıcılarına teslim edildikten sonra 2015 yılında satış faturaları düzenleyen davacı hakkında, inşaatın fiilen henüz tamamlanmadığı 2010 yılında, arsa sahipleri ve üçüncü kişiler adına tapuda yapılan kat irtifakı tescillerinin bağımsız bölümlerin gerçek teslimi olarak kabul edilerek, davacının bu teslimlere ait faturaları 2010 yılında düzenlemediği ve kayıt ve beyanlarına yansıtmadığından bahisle yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyize konu kararın bozulması ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu düzenlenmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinin 1. fıkrasında; her türlü ticari ve sınai faaliyetten elde edilen kazanç, ticari kazanç olarak tanımlanmış, ikinci fıkrasının 4. bendinde; gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden sağladıkları kazancın ticari kazanç sayılacağı belirtilmiştir.
Türk Medeni Kanunu'nun "Tescil" başlıklı 705. maddesinde; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır." düzenlemesi yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yükümlüsü olan davacının kendi uhdesinde kalan gayrimenkulleri kat irtifakı kurduktan sonra sattığı, bu satışlarından elde ettiği gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle sevk edildiği takdir komisyonu kararı uyarınca dava konusu tarhiyatların yapıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki mevzuat ve dava konusu olayın bir arada değerlendirilmesinden, kat irtifakı satışlarına ilişkin olarak vergiyi doğuran olayın tescille birlikte gerçekleşmiş olacağı nitekim söz konusu tescilin alıcı için mülkiyet hakkının kazanılması olacağı, buna göre dava konusu olayda vergiyi doğuran olayın tescil tarihi itibariyle gerçekleşmiş olduğu, elde edilen gelirin kayıt ve beyanlara tescil tarihinden itibaren ilgili mevzuat uyarınca yansıması gerektiği açıktır.
Buna göre; Bölge İdare Mahkemesince işin esasının vergiyi doğuran olayın yukarıda açıklanan şekilde değerlendirilmesi sonucu işin esası irdelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 24/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.