Esas No: 2021/40602
Karar No: 2022/20793
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/40602 Esas 2022/20793 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2021/40602 E. , 2022/20793 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık müdafisinin koşulları bulunmayan duruşmalı inceleme talebinin 1412 sayılı CUMK'nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre Anayasa Mahkemesi’nin 19/08/2020 tarihli iptal kararı sonrasında verilen hükümler hakkında basit yargılama usulünün uygulanamayacağı anlaşıldığından, tebliğnamedeki CMK’nın 251. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi zorunluluğu nedeniyle bozma isteyen görüşe iştirak edilmeyerek, yapılan incelemede;
1-Sanık hakkında mağdur ...’e yönelik 18/07/2011 tarihli eylemi nedeni ile tehdit suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık ... müdafisinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Sanık hakkında mağdurlar ... ve ...’e yönelik 2011 temmuz ayı içerisinde gerçekleşen tehdit eyleminden kurulan hükmün temyizinde; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle muhatabın beyan ettiği en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması, bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre tebligat çıkarılıp, iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, bu adrese Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında mağdur ... ve ...’in mahkeme aşamasında en son bildirdikleri adresten farklı adreslere çıkartılan tebligatın usulsüz olduğu, bu haliyle uzlaşma işlemlerinin usule uygun şekilde yapılmadığı gözetilmeksizin yargılamaya devamla sanığın mahkûmiyetine hükmolunması,
Kanuna aykırı ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.