10. Hukuk Dairesi 2010/16283 E. , 2012/4172 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı ... 01.10.2008 günü yürürlüğe giren geçici 7’nci maddesinde yer alan; bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 506 sayılı, 1479 sayılı, 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 2926 sayılı, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet sürelerinin, fiilî hizmet süresi zammının, itibarî hizmet sürelerinin, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık sürelerinin tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirileceği yönündeki düzenleme ve genel olarak kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesinin onuncu fıkrasıdır. Anılan Kanunun 6’ncı maddesinde yer alan, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönündeki düzenleme ile anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi göz önünde bulundurulduğunda, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davaların kamu düzeni ile ilgili olduğu ve özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri gerektiği açıktır. Bu bağlamda, hak kayıpları ile gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi ve temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği dikkate alınmalıdır.
Dava konusu somut olay incelendiğinde;davacı, 15.12.2007 -27.8.2008 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı ve eksik bildirilen sürelerin tespitine karar verilmesini istemiş,mahkemece, Kuruma bildirilen sürelerin 7.6.2008-27.8.2008 tarihleri dışındaki dışındaki çalışmanın ispat edilememesi nedeniyle, davacı isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacıya ait hizmet cetveli incelendiğinde; davalı işverene ait ... sicil sayılı işyerinde ... tarihleri arasında 81 prim gün sayısı çalıştığına ilişkin bildirim yapıldığı görülmüştür.
Yargılama sırasında dinlenen ve işyerinde çalışan bordro tanığı ..."in halen davalı işyerinde çalışmakta olduğu ve davacının 2008 Haziran ayından işe girdiği 2,5 ay çalıştığını beyan ettiği, diğer bordro tanığı ... kendisinin 05.05.2008 tarihinde işe girdiği ve kendisi başladığında davacının çalışmakta olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Mahkemenin hizmet tespiti isteminin reddine ilişkin hükmü, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır
Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davalar kamu düzeniyle ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmelidir. Bu bakımdan, davalı işverenin Kurum nezdinde bulunan işyeri dosyaları celbedilmeli; sigortalının kayıtlarda görünmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği, ya da, bildirim dışı kaldığı hususu yeterince araştırılmalı; varsa, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyası celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenilen tanık anlatımları ile işbu davada bilgi ve görgülerine başvurulan tanık beyanları karşılaştırılarak, varsa, çelişkiler giderilmeli; davacıyla ilgili tüm belge ve kayıtlar davalı işverenden istenilmeli; dinlenilen tanıkların dönem bordrolarıyla Kuruma bildirilmiş olup olmadığı denetlenmeli; celbedilen dönem bordrolarından re’sen tespit edilecek bordro tanıklarının beyanlarına başvurulmalı; aynı çevrede iş yapan başka işverenler veya bu işverenlerin çalıştırdığı kişiler,komşu işyeri tanıkları re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; yapılan işin ve iş yerinin nitelik itibarıyla mevsimlik olup olmadığı, çalışmanın varlığı ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalı, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde davacıya iadesine, 06.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.