18. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5035 Karar No: 2016/7858 Karar Tarihi: 12.05.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2016/5035 Esas 2016/7858 Karar Sayılı İlamı
18. Hukuk Dairesi 2016/5035 E. , 2016/7858 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, dava dilekçesinde; üçüz çocuklarından ...."in isminin "....", ..."ın isminin "....", ..."in isminin de "..." olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde; 19.08.2009 tarihinde üçüz çocuklarının olduğunu, acilen ve heyecanla nüfusa tescil ettirirken isimlerini sırasıyla ....olarak koyduklarını, ancak ...."in isminin "....", ..."ın isminin ""...." ve ...."in isminin de "...." olmasını istediklerini ve doğumdan önce de eşiyle böyle kararlaştırdıklarını ileri sürerek, üçüz çocuklarının isimlerinin belirttikleri isimlerle değiştirilmesini istemiş; mahkemece, "haklı neden bulunmadığı" gerekçesiyle istek reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Mahkemece, çocukların anneleri de duruşmada dinlenmiş, anne de çocuklarının isimlerinin eşinin istediği isimlerle değiştirilmesini istemiş, açılan davaya onay vermiştir. Türk Medeni Kanununun 339/5. maddesine göre, evlilik içinde doğan çocukların adını anası ve babası birlikte koyarlar. Buna göre, çocuklarına ad koymak ana ve babaya velayet hakkı kapsamında tanınmış, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Ana ve baba, "üçüz" olarak doğan çocuklarına sırasıyla.... ismini vermek istediklerini, kararlarının bu yönde olduğunu ifade etmişler, aile içinde de çocuklarına bu isimlerle hitap ettiklerini bildirmişlerdir. Bir kimsenin birden fazla önadının olmasına kanuni bir engel bulunmamaktadır. Yeter ki ad sayısı kişileri rahatsız edecek şekilde uzun olmasın. Çocukların yaşları dikkate alındığında isim tashihinin resmi herhangi bir yazışmada karışıklığa yol açabilecek bir durumunun bulunmadığı, çocukların menfaatlerine aykırı bir halin de mevcut olmadığı görülmektedir. O halde, isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yaşları itibarıyla idrak gücünden yoksun olan ve bağımsız ilişki geliştirme durumu bulunmayan çocuklar bakımından değiştirme isteğinde "haklı sebep" aranması ve davanın "haklı sebep bulunmadığı" gerekçesiyle reddedilmesi doğru bulunmamıştır. ... -2-
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.