Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14269
Karar No: 2018/2804
Karar Tarihi: 15.02.2018

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/14269 Esas 2018/2804 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/14269 E.  ,  2018/2804 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, manevi tazminat ile fazla mesai ücreti, izin ücreti, yemek ücreti ve bakiye süre ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalı şirketin özelleştirilmesinden önce işe girdiğini, özelleştirme ile birlikte 04/06/2013 tarihli, üç yıllık ve belirli süreli iş sözleşmesi imzaladığını, 13/08/2014 tarihinde yer altı orta gerilim kablosuna dava dışı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin verdiği zarara ilişkin hazırlanan bir rapor nedeniyle iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, manevi tazminat, fazla mesai ücreti, bakiye süre ücreti, yemek ücreti, ikramiye ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, 13/08/2014 tarihinde ... İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin yaptığı inşaat çalışması sırasında Kuruma ait kabloya verdiği zarar nedeniyle hasar oluştuğunu, verilen zarara ilişkin hazırlanan “hasar bedel tahsili”ne ilişkin 328.331,31 TL’lik evraka sayı verilmeden ve davacı tarafından incelenmeden 25/08/2014 tarihinde imzalanarak 4.Bölge Müdürünün onayına sunulması ile hasar bedelinin çok yüksek olduğunun fark edilmesi üzerine onaylanmadan iade edildiğini, 04/09/2014 tarihinde savunmasının alındığını, taslak halindeki hasar bedel yazısının ilgili firmaya sızdırıldığını, anılan olaya ilişkin koordinat bilgilerini yanlış verdiği için iş sözleşmesinin 10/09/2014 tarihinde haklı olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının belirli süreli iş sözleşmesi kapsamında 04.06.2013-10.09.2014 tarihleri arasında işyerinde çalıştığı, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasındaki ilişkinin belirli süreli iş sözleşmesinin unsurlarını taşıyıp taşımadığı ve buna göre davacı işçinin bakiye süre ücreti alacağına hak kazanıp kazanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Belirli süreli iş sözleşmesinden söz edilebilmesi için sözleşmenin açık veya örtülü olarak süreye bağlanması ve bunun için objektif nedenlerin varlığı gerekir.
    6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 430 uncu maddesinde, esaslı nedenlerin varlığı yenilemeler için öngörülmüş ve on yıldan uzun süreli belirli süreli iş sözleşmesi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanununun 11 inci maddesinde “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir. Borçlar Kanunundaki düzenlemenin aksine iş ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur.
    İş güvencesi hükümlerinin yürürlüğe girmesiyle belirli - belirsiz süreli iş sözleşmesi ayrımının önemi daha da artmıştır (Yargıtay 9. HD. 13.6.2008 gün 2007/19368 E, 2008/15558 K.).
    Belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılabilecektir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 430 uncu maddesinde ilk defa yapılacak olan sözleşmelerde objektif neden öngörülmemiş oluşu, önceki özel kanun olan İş Kanunu’nun 11 inci maddesindeki objektif nedenlerin varlığını ortadan kaldırmaz.
    4857 sayılı İş Kanununun 11 inci maddesinde, esaslı bir neden olmadıkça belirli süreli iş sözleşmelerinin birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamayacağı kuralı ile bir ölçüde koruma sağlanmak istenilmiştir. Belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması ve yenilenmesi, işçinin iş güvencesi dışında kalması sonucunu doğurmamalıdır. Belirli süreli iş sözleşmelerinde, 4857 sayılı Yasanın 15 inci maddesinde değinilen sürenin aşılmaması koşuluyla deneme süresi konulabilir.
    İşçinin bakiye süre ücretine hak kazanabilmesi için iş sözleşmesinin belirli süreli olması ve haklı bir neden olmaksızın işverence feshedilmiş olması gerekir.
    Diğer taraftan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 19 ve 6100 sayılı HMK.’un 33. maddeleri uyarınca yargıç tarafların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir. Yargıç aradaki sözleşmesel ilişkiyi yorumlar, sözleşme türünü ve içeriğini kendisi belirler. Tarafların gerçek ve ortak iradelerini esas alır. Bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin iş, vekalet, eser veya ortaklık sözleşmesi olduğunu nitelendirilmesi yargıca aittir.
    Davacı işçi 04.06.2013-10.09.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde elektrik mühendisi olarak Beyoğlu dağıtım yönetmeni sıfatı ile çalışmıştır. İşyerinde yapılan işin özelliği gereği belli bir süreye bağlı olmaksızın sürekli olarak faaliyet gösterildiği ve bu bağlamda dava konusu somut olayda İş Kanunu"nun 11.maddesi anlamında " Belirli Süreli " sözleşme yapılabilmesi için gerekli olan objektif bir nedenin bulunmadığı ortadadır. Sözleşmeye salt tarih konulması sözleşmenin belirli süreli olduğunu göstermez. Objektif ve esaslı bir neden olmaksızın süreye bağlı kılınan iş sözleşmelerinin belirli süreli olarak kabulü mümkün değildir. Buna göre, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun kabulü ile bakiye süre ücreti alacağı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
    3-Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik (haftalık 5,20 saat) fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta, fazla mesai ücreti açısından, dosyada mevcut taraflar arasında düzenlenen 04.06.2013 tarihli iş akdinde fazla mesai ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde hüküm bulunmaktadır.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yıllık 270 saatlik/aylık 22,5 saatlik/haftalık 5,20 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 15.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi