12. Ceza Dairesi 2017/1952 E. , 2020/2075 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Tüm sanıklar hakkında; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Katılan vekilinin sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında...Antik Kentinin girişinde bulunan 1. derece arkeolojik sit alanında yer alan hissedarı olduğu 199 nolu parselde izinsiz meyve ağacı dikerek taşınmaza fiziki müdahalede bulunduğu iddiasıyla açılan kamu davasında, 27.02.2014 tarihli tutanakta 199 nolu parselde asfalt ve tarla arasında kalan bölüme aralıklarla çukur açıldığı ve tarla içerisinde yeni dikildiği anlaşılan 35-40 adet meyve ağacı fidanının bulunduğunun tespit edildiği ve sanığa yaptığının suç teşkil ettiği bilgisinin verilmesi üzerine, 28.02.2014 tarihli tutanakta sanığın yeni dikilen meyve fidanlarını söktürdüğü ve yol boyunca açılan çukurları kapattırdığının belirtildiği, Müze Müdürlüğünde görevli arkeologlar tarafından düzenlenen 17.03.2014 tarihli tutanakta 199 nolu parselde kaçak meyve ağacı dikildiği, ancak tutulan tutanaklardan parsel sahibinin haberi olması sonucu söküldüğünün anlaşıldığı, ağaçların dikildiği çukurların çevresinde ve direk dikilen yerlerde herhangi bir kültür varlığı tahribi görülmediği, ancak parsel üzerinde daha önceki yıllarda dikilmiş meyve ağaçları bulunduğunnun ve bu ağaçların 1. derece arkeolojik sit alanında kaldığının tespit edildiği olayda;
Öncelikle davaya konu alanın sit alanı olarak tesciline ilişkin kurul kararı ile ekleri dosya içerisine getirtilerek, sit alanına ilişkin tescil kararının mahallinde mutad vasıtalarla ilan edilip edilmediği, tescil kararının, tescil tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata göre Resmi Gazetede yayımlanıp yayımlanmadığı araştırılarak, mutad vasıtalarla ilan edilmiş ya da Resmi Gazetede yayımlanmış ise; sanığın yerin sit alanı içerisinde kaldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, dava konusu yere ilişkin tapu kaydı dosya içerisine celbedilerek hazineye ait veya devletin hüküm ve tasarrufundaki taşınmazlardan olup olmadıkları, sanık adına kayıtlı ise, tapu kaydında, taşınmazın sit alanı içerisinde kaldığına dair şerh bulunup bulunmadığı hususlarının irdelenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Olay yerinde fen, ziraat ve arkeoloji alanlarında uzman bilirkişiler refakate alınarak, davaya konu yerin sit alanı içerisinde bulunup bulunmadığı, yeni dikilen meyve fidanlarının kaldırılıp çukurların kapatılmak suretiyle eski hale getirilip getirilmediği, ağaçlar kaldırılmış ise zarar meydana gelip gelmediği, sanığın savunmasında davaya konu parselin babasından kendisine ve kardeşlerine miras kaldığını belirtmesi karşısında dikili olan eski ağaçların sanık tarafından dikilip dikilmediği ve ağaçların yaşlarının (suç tarihinin) tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunup bulunmadığı araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile hüküm tesisi ,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
2- Katılan vekilinin sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanık ... hakkında 47 nolu parselde kazı yaparak 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alan taşınmaza fiziki müdahalede bulunduğu iddiasıyla açılan kamu davasında;...kazı başkanlığına güvenlik görevlisi Yasin Derin tarafından tarlada kaçak kazı olduğunun ihbarı üzerine olay yerine giden kazı heyeti başkan ve üyeleri tarafından düzenlenen 08.03.2014 tarihli tutanağa göre, kazı yerinde yapılan incelemede 2.10 cm derinliğinde kazı çukurunun tespit edildiği, çukur çevresinde herhangi bir arkeolojik materyal bulunmadığı, ancak kazı çukurunun 20 metre kuzeyinde bir lahit kapağının bulunduğu, bu lahit kapağının etrafında da kaçak kazı yapıldığı, kapağın altındaki toprağın açıldığı ve kapağın büyük oranda açığa çıkartıldığının belirtildiği, Müze Müdürlüğünde görevli arkeologlar tarafından düzenlenen 17.03.2014 tarihli tutanakta kaçak kazı alanının kapatıldığı, 47 nolu parselin 1. derece arkeolojik sit alanı içinde yer aldığının belirtildiği olayda;
Sanığın aşamalardaki savunmasında kazı çukurlarını kendisinin kazmadığını, tarlasına gittiğinde başkaları tarafından kazılmış çukurlar gördüğünü belirtmesi karşısında, 08.03.2014 tarihli tutanakta adı geçen ve imzası bulunan güvenlik görevlisi ...in ve mümkünse...kazı heyetinin tanık sıfatıyla beyanı alınarak olay günü kazı eyleminin kim tarafından gerçekleştirildiği, sanık ...’ı kazı yaparken görüp görmedikleri hususlarının sorularak tereddüte mahal vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği,
Davaya konu yerde fen ve arkeolog bilirkişi refakatinde keşif yapılarak davaya konu yerin sit alanında bulunup bulunmadığının tespiti, davaya konu alanın sit alanı olarak tesciline ilişkin kurul kararı ile ekleri dosya içerisine getirtilerek, sit alanına ilişkin tescil kararının mahallinde mutad vasıtalarla ilan edilip edilmediği, tescil kararının, tescil tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata göre Resmi Gazetede yayımlanıp yayımlandığının araştırılması, dava konusu yere ilişkin tapu kaydı dosya içerisine celbedilmesi, sonucuna göre 2863 sayılı Kanunun 74/1. maddesinde düzenlenen kültür varlığı bulmak amacıyla izinsiz kazı yapmak suçu yönünden sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA,
3- Katılan vekilinin sanıklar ... ve... Kaymaz hakkında verilen beraat hükmüne ilişkin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanıklar hakkında 1. derece arkeolojik sit alanında bulunan 736 nolu parselin yol kenarına kepçe ile kanal açarak izinsiz fiziki müdahalede bulundukları iddiasıyla açılan kamu davasında; 10.03.2014 tarihli tutanakta 736 nolu parselde kepçe ile doğu batı doğrultulu yaklaşık 50 metre uzunluğunda 1 metre genişliğinde, 1-2 metre derinliğinde kanal açıldığının tespit edildiği, Müze Müdürlüğünde görevli arkeologlar tarafından düzenlenen 17.03.2014 tarihli tutanakta da anılan hususların belirtildiği, sanık ...’ın kepçe operatörü, diğer sanık ...’ın da sulama sorumlusu sıfatıyla ... Sulama Birliğinde çalıştıkları, sanıkların aşamalardaki savunmalarında görevleri gereği kanalı temizlemek amacıyla olay yerinde bulunduklarını, ancak suça konu kanalı kendilerinin açmadığını belirtmeleri karşısında;
08.03.2014 tarihli tutanakta adı geçen ve imzası bulunan güvenlik görevlisi ...in ve mümkünse...kazı heyetinin tanık sıfatıyla beyanı alınarak sanıkları suça konu kanalı kazarken görüp görmedikleri, savunmalarında belirttikleri şekilde kanalın temizliğini aşacak boyutta eylemlerinin olup olmadığının sorulması, ayrıca ... Sulama Birliğine müzekkere yazılarak sanıklar... ve...nin görev belgeleri, davaya konu yerdeki kanal temizliğinin görevleri kapsamında olup olmadığı, kendilerine o bölgenin sit alanında kaldığıyla ilgili bilgi verilip verilmediği ya da görevlendirme belgelerinde bu yönde bir şerh bulunup bulunmadığı, görev kapsamını aşan eylemlerinin olup olmadığı hususlarının araştırılması, ayrıca davaya konu yerde fen ve arkeolog bilirkişi refakatinde keşif yapılarak davaya konu yerin sit alanında bulunup bulunmadığının tespiti, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunup bulunmadığı araştırılarak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile hüküm tesisi ,
Kabule göre de;
Aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunmayan sanıkların davalarının tefriki yerine aynı dosya ile yargılamanın sürdürülüp yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.