14. Hukuk Dairesi 2016/6877 E. , 2019/5824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine asıl dava 16.01.2008 ve birleştirilen davada 15.10.2008 günlerinde verilen dilekçeler ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava ve birleştirilen dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 820 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarda dava dışı paydaş tarafından 06.11.2007 tarihinde davalıya pay satıldığını, satılan payın iptali ile önalım hakkı nedeniyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada, davalı vekili, davanın reddini, kabulü halinde ise müvekkilinin satıcıya ödemiş olduğu 60.000,00 TL ve masrafların davacıdan alınarak müvekkiline ödenmesi gerektiğini savunmuştur.
Birleştirilen davada, davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu dava konusu 820 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlarda dava dışı paydaş tarafından 06.11.2007 tarihinde davalıya pay satıldığını, satılan payın iptali ile önalım hakkı nedeniyle müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen davada davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, mahallinde yapılan 05.11.2008 tarihli keşifte davacının dava konusu taşınmazı aldığı tarihten bu yana kendisinin kullandığını beyan ettiğini, bu durumda davacının dava konusu taşınmazda bir kısım yeri kullanması karşısında hisse satın alan davalıya karşı önalım hakkını ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması nedeniyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında paylaşılıp her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK"nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Davalı taraf eylemli paylaşma iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı eylemli paylaşma savunmasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlayabilir.
Somut olayda; davacı ... ile davalı ... Petrol Ürünleri Oto. Nak. Nar. İnş. ve Malz. Tur. San. Tic. Ltd. Şti."nin paydaş oldukları 820 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların dosya içerisine alınan bilgi ve belgelerden imar uygulamasına tabi tutuldukları anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazların yeni oluşan imar parsellerinde davacı ... ile davalının paydaşlığının bulunup bulunmadığının araştırılarak paydaş bulundukları taşınmazlar yönünden yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde davanın esası hakkında bir inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken davacının taşınmazda bir kısım yeri kullanması gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, birleştirilen dava davacısı Hasan tarafından açılan dava bu asıl dava ile birleştirilmiş ise de, her iki dosya yönünden ayrı bir hüküm kurulması gerekirken her iki dosya yönünden tek hüküm kurulması da doğru değildir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle mahkemece, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.