Esas No: 2018/6476
Karar No: 2022/1098
Karar Tarihi: 24.02.2022
Danıştay 4. Daire 2018/6476 Esas 2022/1098 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/6476 E. , 2022/1098 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/6476
Karar No : 2022/1098
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. ….
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının bavul ticareti kapsamında belgesiz satış nedeniyle elde ettiği gelirini beyan dışı bıraktığı ileri sürülerek takdir komisyonu kararlarına istinaden tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2010 yılı gelir vergisi ile 2010/1-3, 4-6, 7-9, 10-12 dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının bakıcısı olduğu belirtilen …'ya ait banka hesaplarında ticari icaplara uymayan bir şekilde yüksek miktarda para hareketlerinin olduğu, bu hesaba yatan paraların bir kısmının davacı ve davacı çalışanı tarafından çekildiği, ancak gerek ifadesine başvurulan davacı ve çalışanları ile hesap sahibi …'nın vermiş olduğu ifadelerin hiç birinde söz konusu hesabın gerçekte davacıya ait olduğu ve tamamının davacı tarafından kullanıldığı, hesaba yatan paraların davacının bavul ticaretinden elde ettiği hasılatlara ilişkin olduğu yönünde bir ifade yer almadığı, bunun dışında vergi müfettişince …'nın hesabına para yatıran veya bu hesaptan ödeme yapılan kişiler nezdinde de bir inceleme ve araştırmanın yapılmadığı, söz konusu tahsilat ve ödemelerin neye ilişkin olduğu yönünde somut bir tespitin ortaya konulmadığı, ayrıca söz konusu hesaba yatan paraların gerçekte davacının beyan dışı bıraktığı hasılatı olduğu kabul edilse dahi söz konusu hasılata ilişkin herhangi bir maliyet hesaplaması yapılmadığı ve hesaba yatırılan paraların tamamının safi kâr olarak kabul edildiği görüldüğünden …'nın hesabına yatan paraların davacının bavul ticaretinden elde ettiği, kayıt ve beyan dışı bıraktığı hasılata ilişkin olduğu yönünde somut bir tespite dayanılmadan, maliyet hesabı yapılmadan, eksik ve varsayıma dayalı olarak tanzim edilen vergi tekniği raporu esas alınarak taktir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan işlemlerin yerinde ve hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacının deri, kösele, karma deri ve diğer malzemelerden el çantası, cüzdan vb. ürünlerin imalatı işi ile uğraşmakta iken bavul ticareti kapsamında belgesiz satış nedeniyle elde ettiği gelirini beyan dışı bıraktığı ileri sürülerek takdir komisyonu kararlarına istinaden tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2010 yılı gelir vergisi ile geçici vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulüne ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; 30. maddesinde, re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış ve maddenin 6. bendinde, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re’sen takdir sebebi sayılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinde ise, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; davacının deri, kösele, cüzdan vb. ürünlerin imalatı işi ile iştigal etmek üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, mükellefiyetinin 31/12/2012 tarihinde sona erdiği, ilgili yıllara ilişkin olarak mükellef hakkında yapılan ihbara istinaden kayıt dışı hasılat yönünden inceleme yapıldığı, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin matrah arttırımında bulunduğundan bu yıllara ilişkin incelemenin yapılmadığı, 2010 yılı vergi beyannamelerini verdiği, KDV matrahının 1.050.636,00 TL olduğu, 2010 yılı ticari kazacının 45.822,86 TL olduğu, hakkında yapılan ihbar dilekçesinde; …'ya ait hesap hareketlerinin aslında ….'nın yapmış olduğu bavul ticareti ile ilgili olduğu ve aslında bu kişinin ….'nın çalışanı olduğunun belirtildiği, davacının ifadesinde; …'nın hesabıyla bir ilgisinin ve bilgisinin bulunmadığı, Türkiye'de olmadığı dönemlerde kendisine verdiği vekalet ile yine bilgisi dahilinde bazen para çekerek gönderilen kişilere teslim ettiği, mal ve hizmet alımında bulunduğu firmaların muhasebe kayıtlarında yer aldığı ve bahsedilen kişilerle bir ilgisinin olmadığı, firmalarıyla ilgili yurt dışından gelen paraların kayıtlarda yer aldığı, ihbarda bulunan kişinin eski çalışanı olduğu, aralarında çıkan husumet nedeniyle yargılandığı ve hapis cezası aldığı, ihbarın asılsız olduğu şeklinde beyanda bulunduğu, …'nın ifadesinde; Rus vatandaşı olduğu, memleketinden gelerek Türkiye'den mal alan ya da turistik amaçla gelen tanıdıklarının beraberlerinde nakit para getirmede zorluk yaşadıklarından hesabına para gönderdikleri, kendisinin ya da yakın arkadaşlarının paraları çekerek ilgili kişilere verdikleri şeklinde beyanda bulunduğu, ….'nın hesabından para çekişi olan dört kişiye bilgi isteme yazıları gönderildiği, bunlardan …'nın ilgili hesaptan para çekişi olmasına rağmen … tanımadığını yazı ile bildirdiği, … …. ilgili hesaptan para çekişi olmasına rağmen, inşaat işleri ile uğraştığını, daire satışına ilişkin olabileceği ancak bu kişiyle ilgili bir ticari muamelesinin olmadığı, tanımadığını belirttiği, davacının çalışanı olan …'nin ifadesinde; … hesabına gelen paraları bazen gönderen kişiler Türkiye'ye geldiklerinde kendilerine elden teslim ettiği, bazen de mal aldıklarını belirttikleri … Zeytinburnu'ndaki piyasaya ödedikleri, birkaç kez de … ricası üzerine kendisinin parayı çekip ilgili yerlere teslim ettiği, … ticari kazancının olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu, … ifadesinde; … tanımadığı, çalıştığı firmanın davacıya yaptığı iş nedeniyle ve firmanın kendisini yetkilendirmesi nedeniyle hesaptan para çektiği ve bu şekilde tanıdığı şeklinde beyanda bulunduğu, SGK kayıtlarında yer alan çalışanların ifadesinde; … davacının arkadaşı olduğu, davacının dükkanında tezgahtarlık yaptığı, aynı zaman da davacının kızına bakıcılık yaptığı, ihbarcı İbrahim Eryılmaz'ın işletmenin muhasebecisi olduğunun belirtildiği, davacının ve … hesaplarının bulunduğu bankalardan hesap hareketlerinin istenildiği, davacının Finansbank hesabının hareketsiz olduğu, bu hesapla ilgili işlem yapmak üzere davacının çalışanı …'yi yetkilendirdiği, ….'nın davacıya ilgili hesapların kullanılması için özel vekalet verdiği, davacının da bu özel vekalete istinaden yanında çalışan … ve …'yi yetkilendirdiği, … 04/05/2012 tarihinden itibaren davacının sigortalı çalışanı olduğu, … Türkiyede herhangi bir malvarlığı olmadığı, davacının ise 6 gayrimenkulü ve bir arabasının olduğu, davacının gayrimenkulü aldığı kişilerden birisinin, … hesabından para çeken ve daire satışı nedeniyle çekilmiş olabileceğini beyan eden … olduğu, .... 2009 ila 2012 arası hiç yurtdışına çıkmadığı, davacının ise çok sık Rusya'ya gittiği, ilgili çıkışların kendi beyanına dayalı faaliyeti ile orantılı olmadığı, bazı çıkış ve dönüş tarihleri ile … hesabına yatan paraların tarihlerinin çakıştığının tespit edildiği, hesap hareketlerinin incelenmesinden para gönderen kişilerin farklı kişiler olduğu, gönderilen paraların çok yüksek tutarda olduğu, (4.000 ila 100.000 Dolar), … hesap hareketlerinde para çekişleri olan kişilere yakın arkadaşlarım demesine rağmen 4 kişiden 3'ünün şahsı tanımadığını belirttiği, … ifadesinin ise davacının en önemli çalışanı olması nedeniyle gerçeği yansıtmasının şüpheli olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıdaki tespitlerin değerlendirilmesinden; söz konusu paraların güven esasına dayalı olarak gönderilmesinin mümkün olmaması, …'nın kendisine ait ayrı bir işletme, ticari faaliyetinin olmaması, …'nın davacıya ilgili hesapların kullanılması için özel vekalet vermesi ve davacının da bu özel vekalete istinaden yanında çalışan …'yi yetkilendirmesi, davacının yurtdışına çıkış tarihleri ile ….'nın hesabına gönderilen paraların tarihlerinin örtüşmesi, verilen bilgilerin gerçeği yansıtmadığını gösterdiğinden davacı ile bağlantısı açıkça ortaya konulan ….'nın hesabındaki bakiyenin davacının bavul ticaret kapsamında emtia satışından elde ettiği, kayıt ve beyan dışı bıraktığı hasılat olarak kabul edilmesinde ve cezalı tarhiyat yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.