16. Hukuk Dairesi 2020/9581 E. , 2020/6023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK"nın 243, 244, 259 ve 290. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, asıl dava bakımından davacıların dip murisi ..."dan kalan taşınmazın terekeye dahil diğer mallarla birlikte mirasçıları arasında ve tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığının, paylaşılmış ise dava konusu yerin davacılara düşüp düşmediğinin, birleşen dava bakımından nizalı taşınmaz bölümünün davacı ... tarafından 11 parselle birlikte ... ve ..."ya satılıp satılmadığının kendilerinden sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasındaki çelişkinin yüzleştirilmek suretiyle giderilmesi, dava tarihinden geriye doğru en az yirmi yıl öncesine ait düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların Kadastro İl Müdürlüğü"nden getirtilerek dosyaya eklenmesi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendis aracılığıyla keşifte uygulanması, İl Müdürlüğü"nden getirtilecek paftalara göre dava konusu yerin tarım arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığının ve hangi nitelikte görüldüğünün hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, daha önce keşifte görevlendirilmeyen üç uzman ziraat bilirkişi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenmek suretiyle dava konusu yerin imar ve ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı konusunda kendilerinden gerekçeli ve denetime açık rapor istenilmesi, taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğraflarının birlikte keşifte götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla çektirilerek dosyaya eklenmesi, bundan sonra bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacılar ..., ..., ... ve ... tarafından açılan davada; 20/08/2014 tarihli bilirkişi raporu ve eki krokide (B) harfi ile gösterilen kırmızı ile kenarları çizili 8.223,00 metrekare yüzölçümlü taşınmazın 1/4"er paylı olarak davacılar ..., ..., ... ve ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, Davacı ... tarafından açılan davada; aynı raporda (A) harfi ile gösterilen kırmızı ile kenarları çizili 6.000,00 metrekare yüzölçümlü taşınmazın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazlara aynı adada sondan gelmek üzere yeni bir parsel numarası verilmesine, davacıların diğer taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm vekalet ücreti yönünden davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ve davalı Ankara ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Hükme esas 20.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen dava konusu taşınmaz yönünden; dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekili ve davalı Ankara ... vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Hükme esas 20.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen dava konusu taşınmaz yönünden; dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekili ve davalı Ankara ... vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı ... dava dilekçesinde adına tescilini istediği dava konusu taşınmazın yüzölçümünün tahmini 10 dekar olduğunu, gerçek yüzölçümün keşfen belirleneceğini belirterek dava açmış, mahkemece de davacının keşifte dava konusu olarak gösterdiği taşınmazın tamamının davacı adına tesciline karar verilmiştir. Davacının davası kabul edildiğine göre aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 11. fıkrasında yer alan “Birleşen davada davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.500,00 TL ücreti vekaletin birleşen davanın davacısından tahsili ile birleşen davanın davalısına verilmesine” şeklindeki ifadenin tümüyle cümleden çıkartılarak bundan sonra gelen 12. fıkranın numarasının 11 olarak değiştirilmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.