5. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/412 Karar No: 2016/3189 Karar Tarihi: 23.02.2016
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/412 Esas 2016/3189 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2016/412 E. , 2016/3189 K. "İçtihat Metni"
TARİHİ : 25/12/2014 NUMARASI : 2008/135-2014/587
Taraflar arasındaki kamulaştırılan taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun l7 ve 38. maddelerine göre tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, bir kısım davalılar vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –
Dava, kamulaştırılan taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun l7 ve 38. maddelerine göre tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan .............. vd. vekili ile .......... vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Davalılardan .....r’in dava konusu taşınmazlarda malik olmadığı anlaşılmakla, bu davalı yönünden açılan davanın pasif husumet sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-) Diğer davalılar yönünden açılan davaya gelince; dava konusu taşınmazlardaki davalılar payının 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun l7 ve 38. maddeleri uyarınca davalı idare adına tesciline karar verilmiş ise de; Yapılan incelemede, davalıların dava konusu taşınmazlara 09.03.1989 tarihinde kadastro tespitinin kesinleşmesiyle malik oldukları anlaşılmaktadır. Ayrıca dava konusu taşınmazların Alibeyköy Barajı Kil Ocağı Sahası nedeniyle kamulaştırıldığı ve hali hazırda göl alanı içinde kalmadığı gibi başka surette el atıldığı yönünde dosya içerisinde bilgi ve belgeye de rastlanılmamıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesine göre; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” Kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, davanın bu gerekçeyle reddi yerine, yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalılardan ...... vekili ile .........vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.