1. Hukuk Dairesi 2016/8272 E. , 2019/5384 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.10.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili davacı Avukat ...geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan ..."un 1111 ada 30 parselde yer alan 12 nolu bağımsız bölümünü ara malik kullanmak suretiyle, 10 nolu bağımsız bölümü doğrudan oğlu olan davalı ..."ye, aynı parseldeki 1 nolu dükkanı ise gelini olan diğer davalı ..."e satış suretiyle temlik ettiğini, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, mirasbırakanın dava konusu taşınmaz üzerine 1993 yılında kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile 20 daireli bina yaptırdığını, müteahhidin dairelerini verdikten sonra kendisine kalan 6 daire, 1 dükkan toplam 7 adet bağımsız bölüm üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunduğunu, bunlardan 8 nolu dairede oturduğunu, 5 nolu daireyi eşi Hatice"ye, 6 nolu daireyi davacı kızı ..."ya, 10 nolu daireyi de davalı oğlu ..."ye paylaştırdığını, 1 nolu dükkan ve 12 nolu dairenin satışının gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1925 doğumlu mirasbırakan ...’un 10.08.2006 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı kızı ... ile davalı oğlu ...’yi bıraktığı, çekişme konusu 1111 ada 30 parsel sayılı taşınmaz maliki mirasbırakan ... ile ... İnşaat Taahhüt İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Tic Ltd Şti yetkilisi ... arasında ... 4. Noterliği"nin 07.07.1987 tarih ve 55978 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, anılan sözleşme ile 1111 ada 30 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılacak binadaki 2 nolu dükkan ile 5,6,7,8,9 ve 10 nolu bağımsız bölümler olmak üzere toplam 7 adet bağımsız bölümün mal sahibi olan mirasbırakana; 1, 3, 4, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19 ve 20 olmak üzere 12 adet bağımsız bölümün müteahhite ait olacağının kararlaştırıldığı, ... İnşaat Taahhüt İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Tic Ltd Şti yetkilisi ...’ın, ... 4. Noterliği"nin 7.7.1987 tarih ve 55979 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile ..."dan ... 4. Noterliği"nin 01.07.1987 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözeşmesi gereğince maliki olacağı 1111 ada 30 parsel sayılı taşınmazdaki 12 nolu bağımsız bölümü davalı ...’ye satmayı vaad ve taahhüt ettiği; müteaahidin edimini yerine getirmemesi üzerine, mirasbırakanın bu kez, Mehmet ... ile ... 3. Noterliği"nin 05.12.1991 tarih ve 25409 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı, anılan sözleşme ile 1111 ada 30 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılacak binadaki 2 nolu dükkan ile 5,6,7,8,9 ve 10 nolu bağımsız bölümler olmak üzere toplam 7 adet bağımsız bölümün mal sahibi olan mirasbırakana; diğer daire ve dükkanların müteahhide ait olacağının kararlaştırıldığı, ...’ün, ... 4. Noterliği"nin 05.12.1991 tarih ve 25412 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile ..."dan ... 3. Noterliği’nin 5.12.1991 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözeşmesi gereğince maliki olacağı 1111 ada 30 parseldeki 12 nolu bağımsız bölümü davalı ...’ye satışını vaad ve taahhüt ettiği; mirasbırakanın ... 19. Noterliği"nin 09.12.1991 tarih ve 41496 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile, 1 nolu dükkan, 4, 12, 14 ve 16 nolu bağımsız bölümleri müteahhit ..."e, 3, 11, 13, 15, 17, 18, 19, 20 nolu bağımsız bölümleri 3. kişilere satışını vaad ve taahhüt ettiği, anılan sözleşmede müteahhit ..."e satışı vaad edilen taşınmazların bedelinin talep edilmeyeceği, müteahhidin buna karşılık sözleşmeye konu inşaatı yapacağı, ayrıca mal sahibi İdris’in , diğer alıcılara satmayı vaad ve taahhüt ettiği taşınmazların satış bedeli tutarının müteahhite ödenmesini kabul ettiği, alıcıların da bu tutarı müteahhite nakden ödediklerinin belirtildiği; ...’ün, ... 21. Noterliği"nin 08.11.1993 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ... 19. Noterliği"nin 09.12.1991 tarih ve 41496 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile sahibi olduğu ve halen inşaatı devam etmekte olan 1111 ada 30 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu dükkanı, 4, 12, 14 ve 16 daireleri dava dışı ..."ye satmayı vaad ve taahhüt ettiği; 2. müteahhidin de edimini yerine getirmemesi üzerine mirasbırakan ...’un, 08.03.1993 tarihinde 1111 ada 30 parsel sayılı taşınmazda yer alan 2 nolu dükkan ile 4, 12 (çekişme konusu) ve 16 nolu bağımsız bölümleri dava dışı ...’ye, ...’ün de aynı tarihte çekişme konusu 12 nolu bağımsız bölümü davalı ...’ye; 09.03.1993 tarihinde çekişme konusu 1 nolu dükkanı gelini olan davalı ...’e (davalı ...’nin eşi); 28.04.1993 tarihinde çekişme konusu 10 nolu dükkanı davalı ...’ye, dava dışı 5 nolu bağımsız bölümü eşi Hatice’ye, dava dışı 6 nolu bağımsız bölümü davacıya, dava dışı 3, 11, 13, 15, 17, 18, 19, 20 nolu bağımsız bölümleri 3. kişilere ( ... 19. Noterliği"nin 09.12.1991 tarih ve 41496 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile satışı vaad ve taahhüt edilen 3. kişilere) satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, muris muvazaasından söz edebilmek için mirasbırakanın kastının diğer mirasçılarından mal kaçırmak olmak gerekir.
Ne var ki, mirasbırakanın, sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmış olması durumunda, mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince, mirasbırakan ..., 28.04.1993 tarihinde çekişme konusu 10 nolu bağımsız bölümü davalı oğlu ...’ye temlik etmiş olup, aynı akitle 2012 tarihinde ölen eşi Hatice ve davacı kızına da taşınmaz devretmiştir. Muvazaadan söz edilebilmesi için mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla temlik yapması gereklidir. Şöyle ki, mirasbırakanın kendisinden mal kaçırma istediği kişiye taşınmaz devretmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.
Açıklanan olgu ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, çekişme konusu 1111 ada 30 parsel sayılı taşınmazdaki 10 nolu bağımsız bölüm yönünden mirasbırakanın paylaştırma kastı ile hareket ettiği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda muvazaanın gerçekleştiğinden söz edilmesinin olanağı yoktur.
Çekişme konusu 1111 ada 30 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu dükkan ile 12 nolu bağımsız bölüme gelince; gerek ... 4. Noterliği"nin 07.07.1987 tarih ve 55978 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi, gerekse ... 3. Noterliği"nin 05.12.1991 tarih ve 25409 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile çekişme konusu bağımsız bölümler müteahhite isabet etmiştir. Öte yandan, mirasbırakan, ... 19. Noterliği"nin 09.12.1991 tarih ve 41496 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile çekişme konusu 1 nolu dükkan ve 12 nolu bağımsız bölümün de aralarında bulunduğu 5 adet bağımsız bölümün müteahhite satışını vaad ve taahhüt etmiştir. O halde, çekişme konusu 1 nolu dükkan ve 12 nolu bağımsız bölümler yüklenici adına temlik edilmiş olup, anılan bağımsız bölümler yönünden de mirasçıdan mal kaçırma kastı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.