5. Hukuk Dairesi 2015/13116 E. , 2016/3168 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Birecik Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/10/2014
NUMARASI : 2013/248-2014/625
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı idareler vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesine karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, diğer davalı B.. B.."na karşı açılan davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir.
a)Dava konusu taşınmazın altından kanalizasyon hattı geçirildiği sabit olduğundan yol ve kanalizasyon hattından sorumlu olan Şanlıurfa Büyükşehir belediyesi Su ve kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü"nün davaya dahil etmesi için davacıya süre verilip, bu idarenin davaya katılımı sağlandıktan,
b)Ecrimisil bakımından ise; Taşınmazın ne şekilde kullanıldığı ve boş arsa olarak kiraya verilip verilmeyeceği, kiraya verilecekse ne olarak kiralanacağı ve kira gelirine ilişkin var ise çevresindeki taşınmazlara ait emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek elde edilecek kiranın somut bulgularla tesbit edilmesi gerektiğinden, davacı tarafa, emsal kira sözleşmelerini ibraz etmesi için süre verilerek,
Sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde B.. B.. aleyhine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
c)Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Arsa niteliğindeki taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça, yakın bölgelerden ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.
Bilirkişi raporlarında bu yönteme uyulmadan dava konusu taşınmazın piyasa rayiçlerinden söz ederek soyut ifadelerle emsal taşınmazdan 2,5 kat daha değerli olduğu kabul edildiğinden bu rapor inandırıcı değildir.
Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılıp, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle ve emsal taşınmazların bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, değerlendirmenin yapıldığı yıl itibari ile dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazların. Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden araştırılıp, bilirkişi raporu denetlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
Dosyada bulunan delil ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza 04.11.1983 gününden sonra el atıldığı anlaşılmıştır.
13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile;
6487 saylı Yasanın 21. Maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Bu durumda; 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harca ve nisbi vekalet üçretine hükmedilmesi gerektiğinden,
Davalı idareler vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.