14. Hukuk Dairesi 2016/13943 E. , 2019/5814 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.11.2014 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 26719 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davacı ile davalıların hissedar olduğunu, 105/211 hissenin davalılar adına elbirliği halinde kayıtlı bulunduğunu, 106/211 hissenin ise davacı adına kayıtlı olduğunu, davalıların adlarına kayıtlı olan 105/211 hissenin tamamı üzerine 20.05.2013 tarihinde davalılardan ... adına davacıyı zarara uğratmak amacıyla, kötüniyetle ve muvazaalı olarak intifa hakkı tesis edildiğini, bu intifa hakkının taşınmazın satılması halinde değerini düşüreceğini ileri sürerek kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili; davalılardan ..."ün diğer davalıların annesi olduğunu, geçirdiği ameliyatlar nedeniyle bakıma muhtaç olup tüm ihtiyaçlarının davalı ... tarafından karşılandığını, diğer davalı kardeşlerin maddi durumları itibariyle ve davalı ..."in annesine bakması nedeniyle dava konusu taşınmazda 2013 yılında ... lehine intifa hakkı tesis ettiklerini, iddianın aksine ortada bir kötüniyet ve muvazaa olmadığını, asıl kötüniyetle hareket edenin davacı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazda davalılara ait payların kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür.
Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir ( TMK m.795).
Türk Medeni Kanununun 796. maddesine göre intifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzel kişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer.
Yine Türk Medeni Kanununun 700. maddesinde, bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder hükmü getirilmiştir.
Somut olayda; davacı Türk Medeni Kanununun 796. maddesinde yazılı sebeplerin varlığı iddiasına dayanmamıştır. Davada intifa sözleşmesinin muvazaalı olarak kurulduğu ileri sürüldüğünden, intifa hakkının lehtarına yararlanma yetkisi sağlama vasfı itibariyle intifa ile ilgili haklarda Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi ve muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanma yeri bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.