19. Hukuk Dairesi 2015/7250 E. , 2016/1369 K.
"İçtihat Metni"
TARİHİ : 03/07/2014
NUMARASI : 2012/603-2014/336
DAVACI-BİRLEŞEN DOSYA DAVALISI : ...
DAVALI-BİRLEŞEN DOSYA DAVACISI : ...
Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit-itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulü, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı-birleşen dava davalı vekilince duruşmalı olarak, davalı birleşen dava davacı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-birleşen dosya davalı .. Bulgu gelmiş, karşı taraftan gelen olmadığından ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kredi sözleşmesindeki kefaletine istinaden davalı bankanın müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkilinin iradesi fesada uğratılıp, kendisi yanıltılarak kefil olmasına neden olunduğunu, bu sebeple kefaletin tamamen hükümsüz olduğunu, müvekkilinin limitinin çok üstünde bir bedelin talep edildiğini, sözleşmeye göre 65.000 TL dışındaki bir borçtan kefilin sorumlu olmadığını, sözleşmenin limit artırımı bölümündeki tarihte tahrifat yapıldığını, bu nedenle kefillikten çekildiğine dair ihtarnameyi bankaya gönderdiğini, müteselsil kefil olan müvekkilinin borcun fer’i gönderiminden sorumlu tutulamayacağını iddia ederek davacının 123.464,48 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine ve davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, dava dışı.. ile müvekkili banka arasında akdedilen kredi sözleşmesini davacının müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, bu nedenle kullandırılan krediden sorumlu olup, iddialarının yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı banka vekili, genel ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını tahsil için girişilen icra takibine davalı kefilin haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek davalının asıl alacağa ilişkin borca itirazının 65.000 TL’lik kısmının iptali ile icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, benimsenen asıl ve ek bilirkişi raporuna göre, davalı banka ile dava dışı ... arasında akdedilen sözleşmeye istinaden adı geçen şirkete toplam 148.000,00 TL kredi kullandırıldığı, toplam 145.467,47 TL’lik borcun 66.586,81 TL’sinden kefilin sorumlu olduğu, tarafların tazminat istemlerinin koşullarının bulunmadığı, birleşen davanın açılışı sırasında yatırılmayan harcın ikmali için verilen kesin süre ve ihtara rağmen harcın yatırılmadığı, böylece dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı-birleşen dosya davacısı vekilinin temyizine gelince; birleşen dosyanın davacısı... Sayılı Kanun uyarınca davacı olduğu davalarda harçtan muaf olduğu halde mahkemece, bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi verilen kesin süreye rağmen harç yatırılmaması dosyanın işlemden kaldırılması sonucunu doğurduğu halde mahkemece bu hususun dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi de kabul şekli itibariyle isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı - birleşen dosya davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen nedenlerle davalı-birleşen dosya davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı -birleşen dosya davacısı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 02/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.