Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma - özel belgede sahtecilik - resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/9241 Esas 2017/901 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma, özel belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanığın kendisini ... olarak tanıtıp şikayetçi .... ...... adına kayıtlı ......... plaka sayılı kamyonetin ikizini yaparak .........Plastik San.Tic.Aş.’ne ait boruları sahte fatura ve irsaliyeler tanzim ederek teslim almasına rağmen istenilen yere teslim etmeyerek özel ve resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve iftira suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda;
Sanığın aşamalarda atılı suçlamaları işlemediğini, sevk irsaliyesi ve faturalardaki imzaların kendisine ait olmadığını savunması, sanığın teşhisine ait işlemlerin fotoğraf üzerinden yapılması ve teşhiste bulunan tanık beyanları arasındaki çelişki göz önüne alındığında maddi gerçeğin açığa çıkması açısından;
1-.......... Plastik A.Ş. tarafından düzenlenen 03.11.2009 tarihli sevk irsaliyesindeki ‘eksiksiz teslim alan ...’, nakliyeci ...... ...... adına düzenlenen ve ‘malı teslim alan şöför ...’ adına atılı imza, yazı ve rakamların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılması,
2-SS...... ....... Kooperatifine ait 03.11.2009 tarihli iş takip formunda sanığın kullandığı belirtilen 0... ... .. .. nolu gsm hattına ait HTS raporundaki bilgilere göre görüşme yapan kişilerin tanık olarak beyanlarına başvurularak söz konusu Gsm hattının suç tarihi itibariyle kullanıcısının sanık olup olmadığının araştırılması,
3-Sanığın ...... ..... Nakliyat yetkilisi B..... ...... tarafından SS........... Kooperatifine yönlendirilmiş olması karşısında ...... .....’in, sanık ile ne şekilde irtibat sağladığı, bizzat muhatap olup olmadığı, teşhis imkanı olup olmadığı hususunda ayrıntılı beyanının alınması,
4-İddia olunan olayla ilgili olarak suç örgütü kurmak suçundan, örneği dosyada mevcut Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 07.04.2010 tarihli iddianamesindeki anlatıma göre ....... A.Ş.’den yükü alan şüphelinin ... ..... isimli kişi olduğunun iddia olunması karşısında anılan dava dosyasının aslının veya onaylı örneğinin temini ile delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği halde eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm kurulması,


Kabule göre de;
1-Sanık hakkında özel ve resmi belgede sahtecilik suçundan TCK"nun 204/1 ve 207/1 maddeleri gereğince kamu davası açılması ve mahkemece kabul edilmesi karşısında;
Kararda hükme esas alınan özel ve resmi belgelerin hangileri olduğunun belirtilmemesi,
Hangi belgede ne şekilde aldatma kabiliyeti olup olmadığının araştırılmaması ve tartışılmarması,
Suça konu belgelerin aynı olayda ve tek seferde kullanıldığının iddia ve kabul olunması karşısında fiilin tek suç olarak kabulü gerektiği halde resmi ve özel belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı hüküm kurulması,
2-Sanığın kendisini ... olarak tanıtıp fatura ve sevk irsaliyelerini ... olarak imzalaması şeklinde kabul edilen olayda, TCK"nun 268/1 maddesinde tanımı yapılan suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, zira sanık hakkında yapılan bir soruşturma ve kovuşturma bulunmadığı bir zaman diliminde başka kişi adına belge imzalanmasında soruşturma ve kovuşturmadan kurtulma ve engelleme amacı bulunmadığı anlaşılmakla, unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.