16. Hukuk Dairesi 2017/5715 E. , 2020/6017 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ...,... Köyü çalışma alanında bulunan 210 ada 147 parsel sayılı 84.013,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kime ait olduğunun tespit edilemediği belirtilerek, bağ vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 210 ada 147 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde, davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Davacı, dava dilekçesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 210 ada 147 parsel sayılı taşınmazın tamamı yönünden tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış ise de; mahkemece yapılan keşifte hak iddia ettiği yerin 210 ada 147 parselin fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.446,58 metrekarelik kısmı olduğunu belirtmiş ve bilirkişilerce de (A) bölümü yönünden rapor düzenlenmiştir. Bu durumda davanın, çekişmeli taşınmazın (A) bölümü ile sınırlı olarak görülmesi gerekirken taşınmazın tamamı yönünden tapu iptali ve tescil hükmü kurulması doğru olmamıştır. Öte yandan, mahalli bilirkişi ve tanıkların taşınmaz üzerinde zilyetliğin ne zamandan beri ve ne şekilde sürdürüldüğü yönündeki beyanları soyut ve yetersizdir. Harita mühendisi bilirkişilerin raporunda 1970, 1990 ve 2011 hava fotoğraflarında dava konusu (A) bölümünün hem boş olduğu, hem de ekim dikim yapılan arazi olduğu belirtilmek suretiyle, raporun kendi içinde çelişki yaratıldığı halde Mahkemece, bu çelişki üzerinde durulmamıştır. Ayrıca bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın bir bölümünün baraj suyu altında kaldığı belirtilmesine rağmen su altında kalan bölüm kroki üzerinde gösterilmemiş, taşınmazın kamulaştırma planı kapsamında kalıp kalmadığı da araştırılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmaz bölümüne ait temin edilebilen en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihi olan 2006 yılından 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü"nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı; ayrıca DSİ Genel Müdürlüğü’nden dava konusu taşınmazın kamulaştırma planı kapsamında olup olmadığı sorularak duruma göre kamulaştırmaya ilişkin tüm belge ve haritalar getirtilerek dosya içerisine alınmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 1 fen, 3 ziraat mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl zilyet edilmeye başlandığı ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişiden dava konusu (A) bölümünün su altında kalan kısımlarını kroki üzerinde gösteren ve varsa kamulaştırma haritası ile kadastro paftasını çakıştıran rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmak suretiyle çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle hava fotoğraflarına aktarılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı ve komşu parseller ile dava konusu taşınmaz arasında nitelik farkı bulunup bulunmadığı hususunda, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverir şekilde rapor istenmeli ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip, su altında kalan bölümler yönünden şartları oluştuğu takdirde ancak mülkiyetin tespitine karar verilebileceği, tescil hükmü kurulmasının hukuken mümkün bulunmadığı göz önünde bulundurularak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.