14. Hukuk Dairesi 2016/13295 E. , 2019/5807 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/04/2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 30/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili; 311 ada, 35 parsel No"lu taşınmazın davacı müvekkiline ait olduğunu ve yola cephesi bulunmadığını, 311 ada, 33 ve 34 parsel No"lu parsellerin davalılar ... ile ... adına kayıtlı olduğunu, davalıların taşınmazından müvekkiline ait taşınmaz lehine geçit hakkı tesis edilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili birleştirilen davada; bilirkişi raporunda en uygun alternatif olarak belirtilen 131 ada 40 ve 41 parsellerin maliki ... aleyhine dava açarak geçit hakkı tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen dava davalısı; raporların yetersiz ve çelişkili olduğunu, yeniden keşif yapılması gerektiğini davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, birleştirilen dava davalısı ... vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Somut olayda; dosya kapsamından ve UYAP üzerinde yapılan sorgulamalardan; davacıya ait 131 ada 35 parsel sayılı taşınmaz ile davalı ..."a ait 131 ada 41 parsel sayılı taşınmazlar hakkında kamulaştırma kararı alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, kamulaştırma sonrası oluşan durum dikkate alınması gerektiğinden acele el koyma dosyaları ve açılmış ise kamulaştırma tespit ve tescil dosyalarının da celbi ile mahallinde yeniden uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak dosyalardaki krokilerin çakıştırılması, taraflara ait taşınmazların kamulaştırma sonrası mülkiyet durumları dikkate alınarak yeniden değerlendirilmeleri, sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/09/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.