22. Hukuk Dairesi 2013/8076 E. , 2013/11276 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplere dayalı olarak alınan işletmesel kararlar sonucunda norm kadro uygulamasına dayalı olarak geçerli sebeplerle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin iş organizasyonu çerçevesinde feshedildiği iddiasının iş hukuku mevzuatı çerçevesinde geçerli bir gerekçe olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre,davacının 14.08.2004-18.09.2012 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde şoför olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin, 17.09.2012 tarihli fesih bildirimi ile, Şirket Yönetim Kurulunun 28.02.2012 tarihli kararına istinaden, şirket bünyesinde başlatılan verimlilik ve karlılığın artırılması, tasarruf tedbirleri, rekabet gerekleri, yeniden yapılandırma ve reorganizasyon çalışmaları ile iş programı ve işletme ihtiyaçları doğrultusunda kurumların karlılık ve verimlilik politikalarını optimum personel ile gerçekleştirilmesinin bir gereği olarak kadroların yeniden düzenlenmesi ve istihdam fazlalılığının azaltılmasının kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıktığı, yeniden yapılanma ve norm kadro çalışması neticesinde davacının çalışmakta olduğu şoförlük kadrosunun bir kişi eksiltileceği sebebiyle 4857 sayılı Kanun"un 17. ve 18. maddelerince 18.09.2012 tarihi itibariyle feshedildiği, davacının muvaza ve husumet itirazının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, davalı vekilinin tanık dinlenmesi ve keşif talebinde bulunduğu, Mahkemece bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, davalının savunma hakkının kısıtlandığı ortadadır. Bu sebeple mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Ayrıca, feshin son çare olma ilkesi yönünden, davaya konu olan işletmesel karar nedeniyle kaç kişinin iş sözleşmesinin feshedildiği, fesih tarihinden önce ve sonra davalı şirkete işçi alınıp alınmadığı, alınmış ise sayısının ve işçilerin niteliklerinin neler olduğu, davalı şirketin gerçekten kadro azaltılmasına gitmesini gerektiren sebepler bulunup bulunmadığı, varsa bu sebeplerin başka çözümler üretilerek giderilip giderilemeyeceği, giderilemezse iş sözleşmesi feshedilen davacının başka bölümlerde veya davalıya ait başka işyerlerinde değerlendirilme imkanı olup olmadığı hususlarında, gerekirse uzman bilirkişiler tarafından davalı şirket kayıtları üzerinde keşfe gidilerek, davalı tanıkları da dinlendikten sonra alınacak bilirkişi raporu sonucunda elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken iş sözleşmesinin iş organizasyonu çerçevesinde feshedildiği iddiasının iş hukuku mevzuatı çerçevesinde geçerli bir gerekçe olmadığına ilişkin yanlış gerekçe ve eksik araştırma ile sonuca gidilmesi hatalıdır.
Öte yandan, işe iade davasında, davalı olarak Şanlıurfa çimento fabrikası hasım olarak gösterildiği, dosya içeriğinden davalı işverenin ... San. Tic. A.Ş. olduğu anlaşılmış olup, öncelikle davanın bu şirkete yöneltilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 17.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.