13. Hukuk Dairesi 2016/793 E. , 2018/8493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, murisleri ..."nin annesi ve davalının eşi olan ..."nin vefatı üzerine ..."den intikal eden mallara ilişkin işlemler için davalıyı 30.03.2012 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiklerini, davalının ..."nin maliki olduğu daireyi 13.04.2014 tarihinde kendi adına asaleten bir kısım mirasçılar adına vekaleten 200.000,00 TL bedele sattığını, ancak ne murisleri ..."nin sağlığında ne de vefatından sonra satış bedelinden murisin hissesine düşen miktarı ödemediğini, ayrıca ..."den 2 banka şubesinde de para kaldığını ve davalının tüm parayı vekaletname ile çektiğini ve ancak murisleri ..."nin payına düşen kısmı ödemediğini ileri sürerek murisin bankadan çekilen paralarının davacılar hissesine düşen miktarı olan 8.809,76.TL"nin çekme tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile ve gayrimenkulün satımı sonucu davacıların hissesine düşen miktar olan 30.000,00 TL"nin satış tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsilini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taşınmazın satışından 16.000,00 TL bedelin 17.09.2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle, banka hesaplarından dolayı 8.809,76 TL"nin 18.09.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile hisselerine göre davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacılar, eldeki dava ile murislerinin vekalet verdiği davalının murisleri adına vekaleten sattığı taşınmazın satış bedelinden ve bankadan çektiği paradan murisleri hissesine düşen miktarın ödenmediğini ileri sürerek bu miktarların tahsilini istemişlerdir. Mahkemece, davalının taşınmazın satış bedeli dolayısıyla resmi senette davacılar murisi ... payının bedeli olan 16.000,00 TL ile sorumlu olduğu gerekçesi ile bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu"nun 506/2 maddesi uyarınca vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. Diğer bir ifade ile müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler evleviyetle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkacağı da çok açıktır. Bu ilke ve kurallar altında somut olaya bakıldığında davalının gerek hesap verme ve gerekse, özen ve sadakatle iş görme yükümlülüklerine aykırı davranıp davranmadığının saptanabilmesi için, hissenin geçerli bir şekilde devrinin sağlandığı 13.03.2014 tarihindeki koşullar ve özellikle hissenin o tarihteki rayiç değeri göz önünde tutulmalıdır. Mahkemece, davaya konu taşınmazın satış tarihindeki rayiç bedeli üzerinden davacıların hissesine düşen miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile resmi senette yazan bedel üzerinden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Öte yandan davacılar, vekaleten satılan taşınmaz hissesi yönünden satış tarihinden itibaren, vekil ile ortak mirasbırakanın hesabından vekil tarafından çekilen paradan hisselerine düşen miktar yönünden paranın çekildiği tarihten itibaren faiz talep etmişlerdir. Vekaleten yapılan satış nedeniyle vekil almış olduğu satış bedelini ve bankadan çekmiş olduğu parayı derhal müvekkiline ödemek zorunda olduğundan bu kabil alacaklar için vekaleten satış tarihinde ve paranın bankadan çekildiği tarihte temerrüt oluştuğundan bu tarihten itibaren faiz istenebilir. Mahkemece, davacıların hisselerine düzen miktarlar yönünden satış tarihinden ve bankadan paranın çekildiği tarihten itibaren faiz talep edebilecekleri gözetilmeksizin yazılı şekilde ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre davacıların sair, davalının tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacılar yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davacıların sair, davalının tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın davacıya, 258,00 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.