22. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/9417 Karar No: 2013/11235
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/9417 Esas 2013/11235 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2013/9417 E. , 2013/11235 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının kendi iradesi ile ikale sözleşmesi imzalayarak işten ayrıldığını, buna ilişkin kıdem ve ihbar tazminatı dahil anlaşma gereği tüm alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; iş sözleşmesinin feshinde davacının makul yararı bulunmadığı ve feshin geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir sebeple sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir. İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması sebebiyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse kanuni tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması (makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez. Somut olayda; davacı editör olarak davalı işyerinde çalışmıştır. 28.10.2011 tarihli dilekçe ile tazminatları ödenmek suretiyle görevinden ayrılmak istediğine dair işverene başvurmuştur. İş sözleşmesinin 31.10.2011 tarihinde karşılıklı feshi ve son bulması hususunda sözleşme yapılarak anlaşmaya varılmıştır. Davacıya kıdem tazminatı ihbar tazminatı ve diğer kanuni hakları karşılığı toplam 22.138,00 TL ödenmesine karar verilmiştir. Davacı tarafından ikale sözleşmesi imzalanmıştır. Davacının eğitim düzeyi, işyerindeki konumu, yaptığı iş ve ikaleye yönelik icabın kendisinden gelmesi dikkate alındığında, dosya içerisinde ikaleyi geçersiz kılacak bir olgu mevcut değildir. İkalenin baskı altında iradesi sakatlanarak imzalatıldığı davacı tarafından ispat edilememiştir. Bu durumda, davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2-Davanın REDDİNE, 3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 90,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 16.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.