10. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/13717 Karar No: 2012/3991
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/13717 Esas 2012/3991 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2010/13717 E. , 2012/3991 K.
"İçtihat Metni"
... adına... adına Av. ... 2-..... adına.... adına Av. ... 4... 5-... 6-... adına... aralarındaki dava hakkında .... Mahkemesi"nden verilen 18.03.2010 günlü ve ... sayılı hükmün temyizen incelenmesi davacı Kurum ve davalılardan ... vekilleri tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. 1-Davalı ... . vekilinin 01.07.2010 günlü, davalı... vekilinin 01.07.2010 günlü temyiz dilekçelerinin harcının; nispi harç yerine maktu harç yatırılmak suretiyle eksik yatırıldığı anlaşılmaktadır. “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı hükmü gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş olduğunun sonradan anlaşılmış bulunması halinde, karar veren Hakim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde tamamlanması veya ödenmesi, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.” Davada ise, yukarıda sözü edilen yasa ve İçtihadı Birleştirme Kararı hükmüne aykırı olarak hükmü temyiz eden davalılar .... vekilleri tarafından temyiz dilekçesinin verildiği sırada ve yasal temyiz süresi içerisinde gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenmemiş bulunmaktadır. Böyle olunca da, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun anılan maddesinde öngörülen prosedür işletildikten, şayet temyiz dilekçesinin reddi yönüne gidilirse davalılar.... vekillerine tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten, temyizin süresinde yapıldığı sonucuna varıldığı takdirde doğrudan iade edilmek üzere, 2-Davalı ...’ın yargılama aşamasında kendisini vekille temsil ettirdiği, gıyabi hükmün vekile tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11. maddesi hükmü uyarınca vekil vasıtası ile takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Gıyabi hükmün, aleyhine hüküm kurulan davalı ... vekiline yöntemince tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra, 3-Davalı ...dava dilekçesinin “....” bizzat tebliğ edildiği, gıyabi hükmün ise “...” adresine Tebligat Kanununun 35. Maddesine göre tebliğ edildiği, yapılan tebliğin usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Gıyabı hükmün aleyhine hüküm kurulan davalı ... adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi de araştırılmak suretiyle tespit edilecek adresine yöntemince tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, davacı Kurum ile davalılardan...vekillerinin temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 06.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.