Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2020/7064
Karar No: 2022/1212
Karar Tarihi: 25.02.2022

Danıştay 8. Daire 2020/7064 Esas 2022/1212 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/7064 E.  ,  2022/1212 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/7064
    Karar No : 2022/1212

    DAVACI : ...Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVALILAR : 1- ...
    VEKİLİ : Av. ...

    2- ...
    Kurumu

    DAVALILAR YANINDA MÜDAHİL : ...Birliği
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVANIN KONUSU :
    14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına İlişkin Tebliğ'in "A.5 Kapsama Giren Teminat Türleri" başlıklı maddesinin; (a) bendinin "Değer kaybının tespiti bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır." şeklindeki son cümlesinin, (c) bendinin birinci cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresinin, (ç) bendinin ilk cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresinin, "A.6 Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı maddesinin (a), (b), (c), (d), (i), (j), (k), (l), (n) ve (o) bentlerinin, "B.2 Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi" başlıklı maddesinin; 2.1. fıkrasının birinci bendinin "Sigortacının kendisine iletilen belgelere haklı olarak itiraz etmesi veya kendisinin hak sahibinden yada başka bir kurumdan haklı olarak yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu süre yeni talep edilen sigortacının merkez veya şubelerinden birine iletilmesinden sonra başlar" şeklindeki ikinci cümlesinin, 2.1. fıkrasının ikinci bendinin birinci ve ikinci cümlelerinde yer alan, "parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça" ibarelerinin, 2.1. fıkrasının üçüncü bendinin tamamının, 2.4. fıkrasının birinci bendinin "Sigortalı, sigortacının göstereceği avukata gereken vekaletnameyi vermek zorundadır" şeklindeki ikinci cümlesinin, "B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı" başlıklı maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "veya trafik kurallarının ihlali" ibaresinin, "EK1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün, "EK:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümünün ve "Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümünün tamamının iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    Davacı tarafından; değer kaybının gerçek zarar ilkesine göre hesaplanması gerektiği, örneğin, mini onarım ile giderilebilen basit kaporta, plastik tampon/parça onarımları, cam, radyo/teyp, lastik, hava yastığı, jant, mekanik, elektrik, elektronik ve döşeme aksamı hasarlarının değer kaybı hesaplanmasında dikkate alınmayacağı, Kanun'da zarara uğrayan şeyin bazı kısımlarının sigorta teminatı dışında bırakılmadığı, bu durumun 2918 sayılı Kanun'un 90. ve 92. maddelerine aykırı olduğu, sürekli sakatlık tazminatı ve destekten yoksun kalma (ölüm) tazminatının hesaplanmasında; TRH 2010 ölüm tablosunun esas alınacağının belirtildiği, yine, belgelendirilmiş olması halinde, ölen kişinin vergilendirilmiş gelirinin dikkate alınacağı, aksi takdirde asgari ücret dikkate alınarak hesaplama yapılacağının belirtildiği, sigorta şirketleri lehine suni bir hesaplama yönteminin belirlendiği, bu durumun 2918 sayılı Kanun'un 90. maddesine aykırı olduğu, sigorta teminatı dışında kalan hallerin, 2918 sayılı Kanun'un 92., 102., 103., 104., 105. ve 107. maddelerinde on bir adetle sınırlı olarak sayıldığı, dava konusu Tebliğ'de ise, Kanun'a açıkça aykırı olarak, fazladan on adet yeni teminat dışı hal icat edildiği, Tebliğ'in "B.2 Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi" başlıklı maddesinin 2.1. fıkrasının ikinci cümlesinin, sigorta şirketlerinin rahatlıkla kötüye kullanabileceği bir düzenleme olduğu ileri sürülmektedir.

    DAVALILARIN SAVUNMASI :
    Davalı idareler tarafından, Tebliğ'in "B.2. Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi" başlıklı maddesinin 2.1. fıkrasının ikinci bendinin birinci cümlesinde yer alan sıralamanın kamu yararına uygun olduğu, maliyetleri azaltması nedeniyle hem sigortalıya hem de sigortacıya avantaj sağladığı, orijinal parça kullanımının artması durumunda sigorta şirketlerinin maliyeti artacağından sigorta primlerinin de artacağı, orijinal parça kullanımının sigortalı açısından sebepsiz zenginleşmeye yol açabileceği, ayrıca orijinal parça kullanımının servislerin kar marjını yükseltmesi nedeniyle, servisler tarafından orijinal parça kullanımının arttırıldığı, bu nedenle dava konusu düzenlemenin yapıldığı, Tebliğ'in "B.2.Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi" başlıklı maddesinin 2.4. fıkrasının birinci bendinin “Sigortalı, sigortacının göstereceği avukata gereken vekaletnameyi vermek zorundadır.” şeklindeki ikinci cümlesinin, hem sigortacı, hem de sigortalı lehine bir düzenleme olduğu, sigortalıya karşı açılacak dava dolayısıyla menfaati etkilenecek olan sigortacıyı korumak ve en başarılı sonucun elde edilmesini sağlamak amacıyla dava konusu düzenlemenin getirildiği, bununla birlikte, düzenleme ile sigortalının da hukuki olarak koruma altına alındığı, sigortacının yapmış olabileceği fazla ödeme sebebiyle kendisine ileride rücu etme durumunun önüne geçildiği, 02/02/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan değişiklik ile, Tebliğ'in "B.4 Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı" başlıklı maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan, "veya trafik kurallarının ihlali sonucu meydana gelmişse" ibaresinin, "veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise" şeklinde değiştirildiği ve davanın bu kısmının konusuz kaldığı, Tebliğ'in "Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün "2.Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı kısmının 2. maddesinde herhangi bir anlam karmaşasının bulunmadığı, basit onarımla düzelebilecek hususların teminat dışında bırakıldığı, hasarlı bir aracın mülkiyetinin devredilmesi durumunda, mevcut olan hasarın satış bedeline yansıtılacağı, bir kişinin hasar sebebiyle değer kaybını bilerek aldığı ve buna göre bedelini ödediği araç için değer kaybı talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğu, trafikteki kullanım sıklığı yüksek olan ve bu nedenle kaza yapma oranı yükselen araçların değer kaybında sınırlamaya gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, düzenlemenin sigortacı ile sigortalı arasında bir denge kurduğu savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
    DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların bozulması halinde ısrar olanağı bulunmadığından, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararının gerekçesi doğrultusunda, bozulan kısımların yeniden esastan incelenmesi ve bozulan kısım hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI : ...
    DÜŞÜNCESİ : 14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına İlişkin Tebliğ'in "A.5 Kapsama Giren Teminat Türleri" başlıklı maddesinin; (a) bendinin "Değer kaybının tespiti bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır." şeklindeki son cümlesinin, (c) bendinin birinci cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresinin, (ç) bendinin ilk cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresinin, "A.6 Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı maddesinin (a), (b), (c), (d), (i), (j), (k), (l), (n) ve (o) bentlerinin, "B.2 Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi" başlıklı maddesinin; 2.1. fıkrasının birinci bendinin "Sigortacının kendisine iletilen belgelere haklı olarak itiraz etmesi veya kendisinin hak sahibinden yada başka bir kurumdan haklı olarak yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu süre yeni talep edilen sigortacının merkez veya şubelerinden birine iletilmesinden sonra başlar" şeklindeki ikinci cümlesinin, 2.1. fıkrasının ikinci bendinin birinci ve ikinci cümlelerinde yer alan, "parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça" ibarelerinin, 2.1. fıkrasının üçüncü bendinin tamamının, 2.4. fıkrasının birinci bendinin "Sigortalı, sigortacının göstereceği avukata gereken vekaletnameyi vermek zorundadır" şeklindeki ikinci cümlesinin, "B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı" başlıklı maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "veya trafik kurallarının ihlali" ibaresinin, "EK1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün, "EK:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümünün ve "Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümünün tamamının iptali istemiyle açılan davanın kısmen reddine, kısmen de düzenlemelerin iptaline iptaline dair Danıştay Onbeşinci Dairesinin 27.6.2018 gün ve E:2015/6014, K:2018/6091 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16.3.2020 gün ve E:2018/4447, K:2020/732 sayılı kararıyla davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilerek Tebliğ'in "A.5 Kapsama Giren Teminat Türleri" başlıklı maddesinin; (a) bendinin "Değer kaybının tespiti bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır." şeklindeki son cümlesi, (c) bendinin birinci cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresi, (ç) bendinin ilk cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresi, "A.6 Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı maddesinin (a), (b), (c), (d), (i), (j), (k), (l), (n) ve (o) bentleri, "Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün "2.Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı kısmının 2., 3., 4. ve 6. maddeleri dışında kalan kısımları, "EK:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümü ve "Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümüne ilişkin davanın reddi yolundaki hüküm fıkrası yönünden bozulmuştur.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesine göre Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu bozulan kararlar üzerine Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurullarının kararlarına uyulması mecburi olduğundan anılan Kurul kararında belirtilen gerekçeyle bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi gerekmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 27/06/2018 tarih ve E:2015/6014, K:2018/6091 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/03/2020 tarih ve E:2018/4447, K:2020/732 sayılı kararıyla kısmen onanması kısmen bozulması üzerine, bozulan kısım hakkında Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ SÜREÇ :
    Dava; 14/05/2015 tarih ve 29355 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına İlişkin Tebliğ'in "A.5 Kapsama Giren Teminat Türleri" başlıklı maddesinin; (a) bendinin "Değer kaybının tespiti bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır." şeklindeki son cümlesinin, (c) bendinin birinci cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresinin, (ç) bendinin ilk cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresinin, "A.6 Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı maddesinin (a), (b), (c), (d), (i), (j), (k), (l), (n) ve (o) bentlerinin, "B.2 Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi" başlıklı maddesinin; 2.1. fıkrasının birinci bendinin "Sigortacının kendisine iletilen belgelere haklı olarak itiraz etmesi veya kendisinin hak sahibinden yada başka bir kurumdan haklı olarak yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu süre yeni talep edilen sigortacının merkez veya şubelerinden birine iletilmesinden sonra başlar" şeklindeki ikinci cümlesinin, 2.1. fıkrasının ikinci bendinin birinci ve ikinci cümlelerinde yer alan, "parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça" ibarelerinin, 2.1. fıkrasının üçüncü bendinin tamamının, 2.4. fıkrasının birinci bendinin "Sigortalı, sigortacının göstereceği avukata gereken vekaletnameyi vermek zorundadır" şeklindeki ikinci cümlesinin, "B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı" başlıklı maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan "veya trafik kurallarının ihlali" ibaresinin, "EK1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün, "EK:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümünün ve "Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümünün tamamının iptali istemiyle açılmıştır.
    Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince dava konusu Tebliğ'in "B.2. Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi" başlıklı maddesinin; 2.1. fıkrasının ikinci bendinin birinci cümlesinde yer alan "parça, onarımı mümkün değilse veya eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça" ibaresi ile 2.4. fıkrasının birinci bendinin “Sigortalı, sigortacının göstereceği avukata gereken vekaletnameyi vermek zorundadır.” şeklindeki ikinci cümlesinin, "B.4 Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı" başlıklı maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan, "veya trafik kurallarının ihlali sonucu meydana gelmişse" ibaresinin ve "Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün "2.Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı kısmının 2., 3., 4. ve 6. maddelerinin iptaline, dava konusu edilen diğer kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca Daire kararının, Tebliğ'in "B.2. Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi" başlıklı maddesinin; 2.1. fıkrasının ikinci bendinin birinci cümlesinde yer alan "parça, onarımı mümkün değilse veya eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça" ibaresinin iptaline, söz konusu fıkranın diğer kısımları yönünden davanın reddine ve 2.4. fıkrasının birinci bendinin “Sigortalı, sigortacının göstereceği avukata gereken vekaletnameyi vermek zorundadır.” şeklindeki ikinci cümlesinin, "B.4 Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı" başlıklı maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan, "veya trafik kurallarının ihlali sonucu meydana gelmişse" ibaresinin, "Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün "2.Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı kısmının 2., 3., 4. ve 6. maddelerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına; Tebliğ'in "A.5 Kapsama Giren Teminat Türleri" başlıklı maddesinin; (a) bendinin "Değer kaybının tespiti bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır." şeklindeki son cümlesi, (c) bendinin birinci cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresi, (ç) bendinin ilk cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresi, "A.6 Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı maddesinin (a), (b), (c), (d), (i), (j), (k), (l), (n) ve (o) bentleri, "Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün "2.Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı kısmının 2., 3., 4. ve 6. maddeleri dışında kalan kısımları, "EK:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümü ve "Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümüne ilişkin davanın reddi yolundaki hükmün ise gerekçesiz verildiği gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bu nedenle, bozma kararı göz önünde bulundurularak, bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    USUL YÖNÜNDEN:
    18/10/2019 tarih ve 30922 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 47 sayılı Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin Geçici 2. maddesinin 4. fıkrasında "Kapatılan Sigortacılık Genel Müdürlüğü ve Sigorta Denetleme Kurulu Başkanlığının iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılmış ve açılacak olan adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde Kurum taraf sıfatını kazanır ve dava dosyaları ve icra takiplerine ilişkin dosyalar Kuruma devredilir." hükmüne yer verildiğinden, Hazine ve Maliye Bakanlığı yerine Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun davalı sıfatıyla taraf olduğu görülerek esasın incelenmesine geçildi.

    ESAS YÖNÜNDEN:
    İlgili Mevzuat:
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 93. maddesinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatlarının Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilerek Resmi Gazete'de yayımlanacağı düzenlemesine yer verilmiş, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 11. maddesinde de, sigorta sözleşmelerinin ana muhtevasının, müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
    2918 sayılı Kanun'un "İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu" başlıklı 85. maddesinde; "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne, "İşletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğun azaltılması" başlıklı 86. maddesinde; "İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur. Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir." hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı Kanun'un "Maddi ve manevi tazminat" başlıklı 90. maddesinde (dava konusu düzenleme tarihindeki haliyle); "Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır." hükmüne, "Mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu" başlıklı 91. maddesinde; "İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur." hükmüne; "Zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar" başlıklı 92. maddesinde; "Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar. a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler, c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler, e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler." hükmüne yer verilmiştir.
    Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 4477 sayılı Kanun'la taraf olduğumuz, Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 1. maddesinde; ''1. Âkit Tarafların her biri, işbu sözleşmenin kendisi bakımından yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde, kendi toprakları üzerinde herhangi bir motorlu taşıtın zarar verdiği kimselerin haklarının, işbu sözleşmenin ek hükümlerine (Ek:1) uygun zorunlu bir sigorta sisteminin kurulması yoluyla teminat altına alınmasını taahhüt eder. 2. Bununla birlikte, her Âkit Taraf, zarar gören kişiler lehine teminatı artırıcı hükümler kabuletme hakkını saklı tutar." düzenlemesine; 2. maddesinde ise, "1. Kendisi tarafından tehlikesiz sayılan bazı motorlu taşıtları zorunlu sigortadan muaf tutma; 2. Millî veya yabancı kamu mercilerine veya hükümetlerarası kuruluşlara ait motorlu taşıtları zorunlu sigortadan muaf tutma; 3. Sigortanın yapılabileceği asgarî tutarı belirleme; hakkını saklı tutar. Bu son halde, ek hükümlerin uygulanması bu suretle belirlenmiş tutarlarla kısıtlanabilecektir.'' hükmüne yer verilmiştir.
    Yine Sözleşme'nin 5. maddesinde; ''Bir motorlu taşıtın neden olduğu zararın tazmini zorunlu trafik sigortasıyla birlikte sosyal güvenlik mevzuatını da ilgilendiriyor ise, zarar gören kişinin hakları ve bu iki sisteme ilişkin düzenlemeler yerel yasalar çerçevesinde kararlaştırılacaktır.'' düzenlemesi, 6. maddesinde; ''1. Her Âkit Taraf yerel yasaları, ek hükümlerin dördüncü maddesinin ikinci paragrafında belirtilen normal sigortanın dışında tutma olanağını tanıyorsa, kendi topraklarında hız, mukavemet veya maharet yarış veya yarışmaları düzenlenmesini idarî izne tabi tutmayı taahhüt eder. Bu izin ancak, ek hükümlerle uyumlu özel bir sigortanın, yarışma düzenleyen kişi ve kuruluşların bu hükümlerin üçüncü maddesinde belirtilen malî sorumluluklarını teminat altına alması halinde geçerlidir. 2. Bununla birlikte, geçen paragrafta belirtilen yarış veya yarışmalara katılan araçlarda bulunanların zararlarının tazmini bu sigortanın dışında tutulabilir.'' düzenlemesi, 9. maddesinde; ''1. Her Âkit Taraf, sigorta zorunluluğuna uyulmadığı veya sorumlunun saptanamadığı veya ek hükümlerin üçüncü maddesinin birinci paragrafının ilk cümlesinde öngörülen muafiyet hallerinde meydana gelen zararla ilgili malî sorumluluk nedeniyle zarar gören kişilere tazminat verilebilmesi için bir garanti fonu kurmayı veya eşdeğerde düzenlemeler yapmayı taahhüt eder. Tazminat hakkının tanınma şartlarını ve kapsamını ilgili Âkit Taraf tayin eder. 2. Her Âkit Tarafın yurttaşları, bir önceki paragrafta öngörülmüş hakkı bir başka Âkit ülkede o devletin yurttaşları ile aynı ölçüde ileri sürme hakkına sahip olacaklardır.", düzenlemesi, 10. maddesinde ise; ''1. Âkit Taraflar, yerel yasalarında, motorlu taşıtın sigorta ettirilmesinden kimlerin sorumlu olduğunu tespit etmeyi ve bu konuda tüm uygun önlemleri almayı taahhüt ederler. Âkit Taraflar, gerektiğinde ve ek hükümlerden doğan vecibelere uyulmasını sağlamak amacıyla bu önlemleri cezai ve idari yaptırımlara bağlayabilirler. 2. Âkit Taraflar, ek hükümlerin uygulanmasını sağlamak amacıyla, sigortacılara ve gerektiğinde Garanti Fonu ve Büroya ilişkin onaylama, onayın son bulması veya geri alınması hususları ile bu kuruluşların denetimi konusunda yerel mevzuatlarında gerekli hükümlere yer vermeyi taahhüt ederler.''
    düzenlemesi yer almaktadır.
    Dava konusu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'na ilişkin Tebliğ'in "A.6 Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı maddesinin (a), (b), (c), (d), (i), (j), (k), (l), (n) ve (o) bentleri yönünden yapılan inceleme:
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 92. maddesinde sayılan zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlara (İşletenin bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, Kanun'un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler, motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, manevi tazminata ilişkin talepler); 26/04/2016 tarih ve 29695 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6704 sayılı Kanun ile ,
    "g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
    h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
    i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler." eklenmiştir.
    Öte yandan; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih ve E:2019/40, K:2020/40 sayılı kararı ile 2918 sayılı Kanun'un 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “...ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi, 2. cümlesinde yer alan “...ve genel şartlarda...” ibaresi ve 92. maddesinin (i) bendinin iptaline, Kanun’un 90. maddesinin 1. cümlesinin “...bu Kanun…” ve “…öngörülen usul ve esaslara tabidir.” ibareleri ile 92. maddenin (g) ve (h) bentleri, 93. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları,…” ibaresinin, 97. maddesinin birinci cümlesinin ve 99. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “...zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri,...” ibaresinin iptaline ilişkin itirazın reddine karar vermiştir.
    Anayasa Mahkemesi'nce verilen kısmi iptal kararı sonrasında 2918 sayılı Kanun'un 09/06/2021 tarih ve 7327 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle değişik 92. maddesinin son hali ise; "Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar. "a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler, b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler, c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler, d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler, e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar, f) Manevi tazminata ilişkin talepler. g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, i) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli ve E.:2019/40; K.:2020/40 sayılı kararı ile), j) Destekten yoksun kalan hak sahibinin, destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat talepleri, k) Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi dolaylı zararlar, l) Hasar sebebiyle trafikten çekme veya hurdaya çıkarılma işlemi görmüş araçların değer kaybı tazminatı talepleri, m) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin ve terör ve sabotaj eyleminde yer alan kişilerin uğradıkları zararlara ilişkin talepler." şeklindedir.
    Tebliğin A.6. maddesinin (a) bendinde; işletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararların zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir.

    2918 sayılı Kanun'un 91. maddesindeki, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” ifadesi ile karayolları motorlu araçlar malî sorumluluk sigortası işletenin Kanun’un 85/1. maddesinden kaynaklanan sorumluluğunu poliçe teminatı kapsamında karşılamak amacıyla yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
    Anılan Kanun'un 85/1. maddesinde yer alan; "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni bu zarardan sorumlu olur." hükmü ile Kanun; zarara, motorlu aracın işletilmesinin sebep olması hâlinde, işleten hakkında tehlike sorumluluğunu öngörmüştür. Bu hükme göre, sorumluluk, motorlu taşıt aracının işletilmesine bağlanmıştır. Bu itibarla, zorunlu malî sorumluluk sigortasının sorumluluğu motorlu aracın işletilmesi ile meydana gelen zararlar ile sınırlı tutulmuştur.
    Bu haliyle, dava konusu Tebliğ ile işletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararların teminat dışında bırakılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Tebliğ'in A.6. maddesinin (b) bendinde; hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kaldığı belirtilmiştir.
    Bu itibarla zarar gören kişi, kendi kusurlu davranışı sebebiyle uğradığı zarar nedeniyle sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunamayacaktır.
    Zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğradıkları destekten yoksun kalma zararının, bedensel zararın ve eşya zararının tazmininin teminat altına alınmasıdır. Hak sahibinin kendi kusurlu davranışı sebebiyle uğradığı zarara kendisinin katlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Dolayısıyla kişinin kendi kusuru sebebiyle uğradığı zararın sigorta kapsamı dışında tutulmasının Kanun'da öngörülen sorumluluğun çerçevesi dışına çıkmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu haliyle, dava konusu Tebliğ hükmünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Tebliğ'in A.6. maddesinin (c) bendinde, ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmiştir.
    Yukarıda da değinildiği üzere zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı işletenin Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluğunu güvence altına almaktır. Dolayısıyla bu hukuki sorumluluğunu sigorta ettirmekle yükümlü olan işletenin sigortalı konumunda olduğu, sigortalının sorumluluk riskinin ise Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk kapsamında gerçekleşmesi olası risklerle sınırlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Kural uyarınca sigortalının sorumluluk riski kapsamında değerlendirilemeyecek risklerden doğan tazminat taleplerinden dolayı zorunlu mali sorumluluk sigortasına dayanılarak sigorta şirketinden talepte bulunulamayacaktır. Mali sorumluluk sigortasının sigortalının kanundan doğan hukuki sorumluluğunu teminat altına almak amacıyla zorunlu kılındığı dikkate alındığında, sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında olmayan tazminat taleplerinden dolayı sigorta şirketinin de sorumlu tutulamamasının işin niteliği gereği olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu bağlamda esasen sigortalıdan talepte bulunması mümkün olmayan ilgililerin, sigorta şirketinden de talepte bulunamamasına yönelik düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

    Tebliğ'in A.6. maddesinin (d) bendi uyarınca; destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri sigorta teminatı kapsamı dışındadır.
    2918 sayılı Kanun'un anılan 91. maddesinde yer alan hüküm uyarınca zorunlu trafik sigortasında sigortacının sorumluluğu işletenin sorumluluğu ile aynı içeriğe sahiptir. Bu nedenle işletenin sorumluluğuna dahil olmayan bir hasar için zorunlu trafik sigortasının teminat sunması beklenemez. Bununla birlikte hak sahibinin kendi kusurlu davranışı sebebiyle uğradığı zarara kendisinin katlanması gerekeceği kuşkusuzdur.
    Kaldı ki, 2918 sayılı Kanun'un 92. maddesinde yapılan ve yukarıda yer verilen değişiklikler de aynı yönde olup söz konusu değişikliklerle hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin, ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin, destekten yoksun kalan hak sahibinin, destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kaldığı vurgulanmıştır.
    Bu durumda, dava konusu düzenlemede üst normlara ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Tebliğ'in A.6. maddesinin (i) bendinde; 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nda belirtilen terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'na göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürecekleri talepler, aracı terör ve buna bağlı sabotaj eylemlerinde kullanan kişilerin taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmiştir.
    2918 sayılı Kanun'a göre sigortacının motorlu bir aracın işletilmesinden doğan zarardan sorumlu tutulabilmesi için öncelikle o zarardan işleten sigortalının sorumlu olması gerekir. İşleten sigortalının sorumlu olmadığı bir zarardan sigortacıyı sorumlu tutma imkanı bulunmamaktadır. Bununla birlikte sigortacı, bir aracın işletilmesi sırasında meydana gelen zarar nedeniyle işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlenmiş olup, dava konusu ifadelerde zararın aracın işletilmesi nedeniyle değil, terör saldırısı nedeniyle meydana gelmesi halinin düzenlendiği görülmektedir.
    Kaldı ki, 2918 sayılı Kanun'un 92. maddesinde yapılan ve yukarıda yer verilen hüküm de aynı yönde olup madde gerekçesinde, "3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu zararlar, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında karşılanmakta olduğundan söz konusu zararlardan sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayanların; ayrıca, terör eyleminde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların sebep olduğu, terör ve sabotaj eyleminde yer alan kişilerin veya bu eylemlerde kullanılan araçların uğradığı zararlar, sigorta sözleşmesinde teminat altına alınan 'risk' ile bağdaşmadığından, söz konusu kişiler ve araçların uğradıkları zararların zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında bırakılmasının amaçlandığı" belirtilmiştir.
    Bu durumda, söz konusu kişiler ve araçların uğradıkları zararların sigorta kapsamı dışında bırakılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Tebliğ'in A.6. maddesinin (j) bendinde; motorlu araç kazalarından dolayı toprak, yeraltı suları, iç sular, deniz ve havanın kirlenmesi ya da kirlenme tehlikesi nedeniyle temizleme, toplanan atıkların taşınması ve bertarafı masrafları ile biyolojik çeşitlilik, canlı kaynaklar ve doğal yaşama verilen zararlar nedeniyle bozulan çevrenin yeniden oluşturulması ile ilgili çevresel zararlardan ileri gelen taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmiştir.
    2918 sayılı Kanun'un 91. maddesinde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının kapsamı, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere..” ifadesi ile düzenlemiştir. Bu maddeye göre sigortacının sorumluluk kapsamı işletenin motorlu aracın işletilmesi ile üçüncü kişilere verdiği zarar ile sınırlıdır. Bu nedenle işletenin sorumluluğuna dahil olmayan bir zarar için zorunlu trafik sigortasının teminat sunması beklenemez.
    Dava konusu düzenleme ile motorlu aracın neden olduğu kaza neticesinde oluşan çevresel zararlar ile bozulan çevrenin yeniden oluşturulması amacı ile yapılacak masraflardan kaynaklanan taleplerin teminat kapsamı dışında tutulmasının Kanun'da öngörülen sorumluluğun çerçevesi dışına çıkmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu haliyle, dava konusu Tebliğ hükmünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Tebliğ'in A.6. maddesinin (k) bendinde; gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmiştir.
    2918 sayılı Kanun’un karayolunda motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle meydana gelebilecek zarardan dolayı hukuki sorumluluğu düzenleyen 85. maddesiyle motorlu taşıt işleten ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle meydana gelen destekten yoksun kalma zararını, bedensel zararı ve eşya zararını tazmin ile yükümlü kılınmış; Kanun'un 90. maddesinde ise, işletenlerin, 85. maddenin birinci fıkrasındaki sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları ise Kanun'un 90. maddesi gereğince zorunludur.
    Mali sorumluluk sigortasının sigortalının kanundan doğan hukuki sorumluluğunu teminat altına almak amacıyla zorunlu kılındığı dikkate alındığında, sigortalının hukuki sorumluluğu kapsamında olmayan tazminat taleplerinden dolayı sigorta şirketinin de sorumlu tutulamamasının işin niteliği gereği olduğu anlaşılmaktadır.
    Nitekim, 7327 sayılı Kanun'la 2918 sayılı Kanun'un 92. maddesinde yapılan değişiklik de aynı yönde olup; söz konusu değişiklikle gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi dolaylı zararların zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğu vurgulanmıştır.
    Bu durumda, dava konusu düzenleme ile trafik kazasının doğrudan sonucu olmayan mal varlığı eksilmelerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında tutulmasında üst normlara ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Tebliğ'in A.6. maddesinin (l) bendinde; ilgili mevzuatla genel hükümlere tâbi kılınan taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmiştir.

    Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile belirli tazminat talepleri teminat kapsamına alınmakta olup bunlar dışında kalan zararlardan, işleten genel hükümlere göre sorumlu olacaktır.
    2918 sayılı Kanun'un 87. maddesinde gereğince; “(1)Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir. Zarar görenin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında araçta taşınan eşyanın uğradığı zararlardan dolayı işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu da genel hükümlere tabidir.”
    Bu durumda, Genel hükümlerin uygulanacağı hallerin sigorta teminatının dışında bırakılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Tebliğ'in A.6. maddesinin (n) bendinde; cezai kovuşturmadan doğan tüm giderler ile idari ve adli para cezalarının zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmiştir.
    Zorunlu mali sorumluluk sigortasının, motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğradıkları destekten yoksun kalma zararının, bedensel zararın ve eşya zararının tazmininin teminat altına alınması amacıyla zorunlu kılındığı dikkate alındığında, araç işleten veya aracın maliki olan kişinin sorumlu olduğu adli ve idari para cezaları ve ceza kovuşturmasından kaynaklanan giderlerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında bırakılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Tebliğ'in A.6. maddesinin (o) bendinde; bu Genel Şart ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olmadığı belirtilmektedir.
    5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 11. maddesinin dördüncü fıkrasında, "Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır." ifadesi ile sigorta teminatı kapsamı dışında olan teminatların genel şartlarda düzenleneceği belirtilmiştir.
    Tebliğ'in "A.3. Sigortanın Kapsamı" başlıklı maddesinde ise; "Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Bu durumda, yasa ile belirlenen çerçeve içerisinde teminat içeriği dışında kalan taleplerin Tebliğ'de belirtilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Dava konusu Tebliğ'in "A.5 Kapsama Giren Teminat Türleri" başlıklı maddesinin; (a) bendinin "Değer kaybının tespiti bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır." şeklindeki son cümlesi, (c) bendinin birinci cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresi, (ç) bendinin ilk cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresi, "Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün "2.Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı kısmının 2., 3., 4. ve 6. maddeleri dışında kalan kısımları, "EK:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümü ve "Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümüne ilişkin kısmının incelenmesi:
    Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih ve E:2019/40, K:2020/40 sayılı iptal kararı üzerine yeniden düzenlenen 2918 sayılı Kanun'un 09/06/2021 tarih ve 7327 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle değişik 90. maddesinde; değer kaybı tazminatının, destekten yoksun kalma tazminatının ve sürekli sakatlık tazminatının hesaplanmasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği öngörülmüştür.
    Bu çerçevede, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 04/12/2021 tarih ve 31679 sayılı Resmi Gazete yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar'la dava konusu Tebliğ'in "EK:1 Değer Kaybı Hesaplaması", "EK:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması" ve "Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması" başlıklı kısmının değiştirilmesi ve buna bağlı olarak "A.5 Kapsama Giren Teminat Türleri" başlıklı maddesinin yeniden düzenlenmesi, yeni düzenlemenin de dava konusu düzenlemeler ile bağlantısının kalmaması nedeniyle karar tarihinde hukuken var olmayan düzenlemeler hakkında karar verilmesine olanak bulunmadığından Tebliğ'in "A.5 Kapsama Giren Teminat Türleri" başlıklı maddesinin; (a) bendinin "Değer kaybının tespiti bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır." şeklindeki son cümlesi, (c) bendinin birinci cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresi, (ç) bendinin ilk cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresi, "Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün "2.Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı kısmının 2., 3., 4. ve 6. maddeleri dışında kalan kısımları, "EK:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümü ve "Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümüne ilişkin yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Dava konusu Tebliğ'in "A.6 Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı maddesinin (a), (b), (c), (d), (i), (j), (k), (l), (n) ve (o) bentleri yönünden DAVANIN REDDİNE,
    2. Dava konusu Tebliğ'in "A.5 Kapsama Giren Teminat Türleri" başlıklı maddesinin; (a) bendinin "Değer kaybının tespiti bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre yapılır." şeklindeki son cümlesi, (c) bendinin birinci cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresi, (ç) bendinin ilk cümlesinde yer alan "bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek" ibaresi, "Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması" başlıklı bölümünün "2.Teminat Dışında Kalan Haller" başlıklı kısmının 2., 3., 4. ve 6. maddeleri dışında kalan kısımları, "EK:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümü ve "Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması" başlıklı bölümü yönünden KONUSU KALMAYAN DAVA HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
    3. Dava sonuç olarak, kısmen iptal, kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren ...-TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına, ...-TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
    4. Bakılan davanın, ilk aşamasında taraflar lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden, bu aşamada yeniden vekalet ücretine hükmedilmemesine,
    5. Davalılar yanında müdahil tarafından yapılan ...TL yargılama giderinin müdahil üzerinde bırakılmasına,
    6. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde taraflara ve müdahile iadesine,
    7. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
    25/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi