9. Ceza Dairesi 2020/760 E. , 2020/1106 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak, bedelsiz senedi kullanmak
Hüküm : Tefecilik suçundan mahkumiyet, bedelsiz senedi kullanmak suçundan beraat.
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından katılan vekilinin tefecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİYLE, incelemenin katılan vekilinin temyiz talebinin bedelsiz senedi kullanma suçundan kurulan beraat hükmüne, sanık müdafiinin temyizinin ise tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
1- Sanık hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan kurulan beraat hükmüne ilişkin incelemede;
Sanığa yüklenen bedelsiz senedi kullanmak suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, zaman aşımını en son kesen 28.05.2012 tarihli sorgu ile temyiz inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği, zamanaşımını kesen başkaca bir sebebin de bulunmadığı anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2- Sanık hakkında tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hükümden önce yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesiyle CMK"nın 231/6. maddesinin (c) bendinde eklenen cümle uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini kabul edip etmediği sanıktan sorularak kabul etmesi halinde anılan maddenin 6. fıkrasındaki ölçütler irdelenerek adli sicil kaydına göre sabıkası bulunmayan sanığa kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulup yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılıp varılmadığı tartışılarak bir karar verilmesi gerekirken " ceza miktarı göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkememizde müsbet kanaat oluşmaması sebebiyle hakkında CMK. 231. maddenin tatbikine yer olmadığına " şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeye başvurularak sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2- Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle TCK"nın 53/1. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.