4. Hukuk Dairesi 2016/10924 E. , 2017/1817 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vekili Avukat ... arafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 12/11/2010 (asıl) - 30/10/2012 (birleşen 2012/131) - 13/05/2014 (birleşen 2014/78) günlerinde verilen dilekçeler ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davada mahkemenin görevsizliğine, birleşen 212/131 esas sayılı davada davalı ... yönünden mahkemenin görevsizliğine, davalı .... yönünden davanın reddine, birleşen 2014/78 esas sayılı davanın reddine dair verilen 25/04/2016 günlü kararın Yargıtay"da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 21/03/2017 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı asil ... ve vekili ile karşı taraftan davalı ... vekili Avukat ... geldiler, diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre davacının, asıl davaya yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının,ayılı birleşen davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;
a) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre davacının, davalı ..."na yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
b) Davacının, davalı ..."ye yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Asıl ve birleşen davalar, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı ... aleyhine açılan asıl davada mahkemenin görevsizliğine, davalı ... ve ... aleyhine açılan 2012/131 esas sayılı birleşen davada ... yönünden mahkemenin görevsizliğine, şirket yönünden davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan sayılı birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, yoncalık ve elma bahçesi olarak kullandığı taşınmazından yolunun toprak işleri, sanat yapıları ve üst yapı işlerinin yapımı sırasında izinsiz olarak toprak alındığını, taşınmazın kullanılamaz hale getirildiğini belirterek uğradığı zararın tazminini istemiştir.
Davalılar davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, taşınmazdan toprak alındığının sabit olduğu, davalı tarafın taşınmazın eski hale getirilmesi ve kullanılamayan zamana ilişkin zararın karşılanması yönünde teklifte bulunduğu, ancak davacı tarafından bu teklifin kabul edilmediği, bu durumun objektif iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği, zira davacıya ait taşınmazın yol kenarında bulunan eğimli bir taşınmaz olduğu, toprak alımından sonra yol seviyesine indiği, bu sayede her türlü tesis vb. yapımına uygun hale geldiği, bu nedenle davacının taşınmazın eski hale getirilmesini istemediği, davacının talebinin kabul edilmesi halinde hem var olduğu iddia edilen zararın ödeneceği, hem de taşınmazın değerlenmiş hali ile davacıya verileceği, bu durumun hakkaniyete aykırı olduğu gerekçeleri ile davalı .... hakkında açılan birleşen davaların reddine, ... ile ... yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
Davacı, asıl davayı ... aleyhine ikame etmiş, asıl davanın yargılaması sürerken zarardan birlikte sorumlu oldukları gerekçesi ile davalılar ... ve leyhine 2012/131 esas sayılı birleşen davayı açmış, davalar birleştirilerek görülmüştür.
Mahkeme, 27/02/2013 tarihli ilk kararında; ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, 53.115,27 TL"nin davalı şirket ve davalı birlikten tahsiline karar vermiştir. Kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemiz, 11/09/2013 gün 2013/11441 esas, 2013/13985 karar sayılı ilamı ile bu hükmü bozmuştur. Bozma ilamında; davalı ... ve yönünden mahkemenin görevsiz olduğu, davalı .... yönünden; birleşen 2012/131 esas sayılı dosyada davalı şirketten yalnızca 1.000,00 TL talep edildiği, birleşen dava yönünden davanın ıslah edilmediği, birleşen davanın asıl davada yapılan ıslah işleminden sonra açıldığı, şirket yönünden talep aşılarak hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Yine bozma ilamının 1 nolu bendinde; davalı şirketin kabul edilen bu temyiz nedeni dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Davalı şirketin karar düzeltme istemi reddedilmiş, yerel mahkeme tarafından Dairemizin bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Birleşen 2012/131 esas sayılı davada; davalı şirket yönünden hüküm altına 1.000,00 TL"lik tazminat istemi bozma kapsamı dışında tutulmuş ve davalı şirketin bu miktara yönelen temyiz itirazları reddedilmiştir. Diğer bir deyişle birleşen davaya konu edilen tazminat
miktarı kesinleşmiş, davacı yönünden kazanılmış hak oluşmuştur. 2012/131 esas sayılı birleşen davanın davalı şirket yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
3- Davacının, 2014/78 esas sayılı birleşen davaya yönelik temyiz itirazları yönünden;
Dairemizin 11/09/2013 gün 2013/11441 esas, 2013/13985 karar sayılı ilk bozma ilamından sonra; davacı, davalı şirket aleyhine 1.000,00 TL dışında kalan bakiye 52.115,27 TL"nin tahsili amacıyla 13/05/2014 tarihinde birleştirme talepli olarak 2014/78 esas sayılı ek davayı açmıştır. Tensiben verilen karar ile ek davanın da asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkeme 18/06/2014 tarihli ikinci kararında; bozma ilamı doğrultusunda ... aleyhine açılan asıl dava yönünden mahkemenin görevsizliğine, 2012/131 esas sayılı birleşen davada yönünden mahkemenin görevsizliğine, davalı şirket yönünden davanın kabulü ile 1.000,00 TL"nin davalı şirketten tahsiline, 2014/78 esas sayılı birleşen ek dava yönünden davanın kabulü ile 52.115,27 TL"nin davalı şirketten tahsiline karar vermiştir.
Bu kararın davacı ve davalı şirket tarafından temyizi üzerine Dairemizce 07/05/2015 gün 2015/969 esas, 2015/5832 karar sayılı ilam ile hüküm bozulmuştur. Bozma ilamında; davalı şirket aleyhine açılan 2014/78 esas sayılı dosyada dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden, kendisine açıklama ve ispat hakkı tanınmadan hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı belirtilmiş, bozma nedenine göre davacının tüm, davalı şirketin diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; objektif iyiniyet kuralları ve hakkaniyet ilkesinin gözetildiği belirtilerek, davalı şirket aleyhine açılan 2014/78 esas sayılı birleşen ek davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık haksız haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup, Borçlar Kanunu uyarınca zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir.
Davacının istemi eski hale getirme bedeline ilişkindir. Bu tür davalarda Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek bedelinin (rayiç değerinin) üzerinde ise, eski hale getirme bedeli değil, rayiç değer esas alınır, ayrıca mülkiyet hakkı davacı üzerinde kalacağı için rayiç değer üzerinden uygun miktarda indirim yapılır.
Mahkemece, keşif mahallinde çekilen fotoğraflar ve dosya kapsamına göre, davalının toprak alma eylemi neticesinde taşınmazın değerlendiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; bu hususta inceleme yaptırılarak bilirkişi görüşü alınmamıştır.
Şu halde Mahkemece; Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, haksız fiil (el atma) tarihi itibari ile eski hale getirme bedeli ile taşınmazın rayiç değeri hesaplatılmalı, rayiç değerin eski hale getirme bedelinden düşük olması halinde mülkiyet hakkı davacıda kalacağı için rayiç değer üzerinden uygun miktarda indirim yapılmalı, bu şekilde davacının zarar miktarı belirlenmeli, taşınmazın bu haksız eylem neticesinde değer kazanıp kazanmadığı, kazanmış ise bunun parasal değeri bilirkişi heyetine tespit ettirilmeli, uğranılan zarar ile elde edilen menfaat karşılaştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
./..
-4-
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2-b) numaralı bentte gösterilen nedenlerle 2012/131 esas sayılı birleşen dava yönünden, (3) numaralı bentte gösterilen nedenlerle 2014/78 esas sayılı birleşen dava yönünden BOZULMASINA, davacının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte,ayılı birleşen davada davalı ..."na yönelik temyiz itirazlarının (2-a) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacı yararına takdir olunan 1.480,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/03/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(M)
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 21/03/2017