11. Hukuk Dairesi 2016/8117 E. , 2018/1713 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... ....Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/01/2015 tarih ve 2011/376-2015/54 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış “...” markasının sahibi olduğunu, davalının bu ibareye benzer “...” ibaresini unvanında ve ticari faaliyetinde kullandığını, bu kullanımın müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğunu, ileri sürerek markaya tecavüzün önlenmesine ve menine, davalı şirketin unvanın terkinine, ibarenin kullanıldığı tabela ve ürünlerin toplatılmasına, 556 sayılı KHK"nin 66-c bendi uyarınca ....000TL maddi tazminatın tahsiline, ....000TL manevi tazminatın tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, “...” ibaresini unvanda ve unvanda bulunan diğer ibareler ile birlikte kullanıldığını, markasal kullanımın bulunmadığını, davacı iştigal alanı ile müvekkilinin iştigal alanın farklı olduğunu, bu nedenle unvanların iltibas oluşturmayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacı markasının Türk Patent Enstitüsü Markalar Dairesi Başkanlığının 08/.../2011 tarihli yazı cevabına göre tanınmış olduğu, davacı markası ile davalı markası arasında görsel ve işitsel olarak orta seviyeli bir tüketiciyi yanıltacak nitelikte olduğu, farklı mal veya hizmetlerde olsa bile tanınmış marka ile iltibas oluşturan ibarelerin ticaret unvanından çıkarılması ve marka sahibi lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının "..." ibaresi ile kullanmış olduğu ticari unvanının oluşturduğu tecavüzün önlenmesine, men"ine marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin durulmasına, dava konusu "..." markalara, logo, ambalaj vs."ye tecavüzün men"i ile haksız rekabetin önlenmesine, davalı şirketin ticaret sicilindeki "..." ibaresinin ticaret sicilinden silinmesine, ....000TL maddi, ....000TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar davalının markasal kullanımı bulunmadığından mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde değilse de davacı markasının tanınmışlığı nedeniyle davalı unvanında "..." ibaresinin kılavuz sözcük olarak yer almasının iltibas tehlikesi oluşturmasına, 6762 sayılı ... 57/5. maddesinde ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtım vasıtaları münhasıran sayılmak suretiyle bu işeretler arasında iltibasa yol açılması halinde oluşacak haksız rekabetten dolayı, davacının iktisadi menfaatinin muhtemel zarar görme tehlikesine maruz kalmasının önlenmesi için aynı Kanun"un 58. maddesine göre terkin kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına (11.H.D"nin 27.09.1983 T 3581/3868, ....06.1986 T 3188/3286 sayılı kararları), öte yandan bu durumun tescilde kusurlu olmamak kaydıyla, iltibas oluşturan ibarenin ticaret unvanından terkin edilinceye kadarki kullanımın haksız rekabet oluşturmayacağına ilişkin genel kurala da aykırılık oluşturmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
...-Ancak, Dairemizin yerleşik kararlarında belirtildiği üzere terkin edilinceye kadar tescilli bir unvanın kullanımı yasal kullanım niteliğinde bulunup şayet tescilde kusurlu olduğunun kanıtlanması halinde bu kullanım nedeniyle davalı aleyhine maddi ve manevi tazminat hükmedilmesine karar verilebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı markası ile davalı unvanının kılavuz sözcüğü arasında iltibas tehlikesi belirlenmesine karşın davalının unvan tescilinde dürüstlük kurallarına aykırılığı kanıtlanamadığına göre bu kullanım nedeniyle tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş hükmün bu yönden bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/03/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Dava, davacıya ait tescilli "..." ibareli markaya tecavüzün tespit ve men"i ile maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dairemizin yerleşik uygulaması gözetildiğinde, tescilli ticaret unvanındaki kılavuz sözcüklerin unvanın olağan kullanımı dışında "markasal olarak kullanılması" ve 556 sayılı KHK 61 ve 62. maddesi hükümleri çerçevesinde yapılacak inceleme sonucunda, unvanın markasal olarak kullanımının tescilli markaya tecavüze yol açtığının saptanması halinde, mahkemece, davalının unvanını tescilsiz marka olarak kullanmak suretiyle tescilli markaya tecavüzde bulunduğunun tespiti ve bu durumun doğal sonucu olarak unvanın "markasal olarak kullanımının önlenmesine" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir. Başka bir söyleyişle, tescilli ticaret unvanının markasal olarak kullanımının tescilli markaya tecavüz teşkil etmesi halinde dahi, 556 KHK"nın 62. maddesi hükmüne dayanılarak, mesele mahiyetine yabancı olacak şekilde, unvanın kılavuz sözcüğünün sicilden terkinine karar verilmesi mümkün değildir. Böyle bir durumda, tescilli ticaret unvanı sahibinin, tabi olduğu yasal sınırlara çekilmesinin sağlanması suretiyle uyuşmazlığın çözümü gerekli ve yeterlidir.
Somut olayımızda ise, Dairemiz çoğunluğunca da benimsendiği üzere, mahkemenin kabulünün aksine, davalının adına tescilli ticaret unvanındaki "..." ibaresinin markasal olarak kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olmakla, markanın ve unvanın korudukları değerin aynı olmaması, en basit anlatımla markanın mal ve hizmeti, unvanın ise işletmeyi koruyan ve diğerlerinden ayıran niteliği gereği, ticaret unvanının tescil edildiği şekildeki kullanımının, kamuca tanınmış bir hakka dayalı olmakla, 556 KHK"nın 61. maddesi çerçevesinde markaya tecavüz teşkil etmesi söz konusu olamaz.
Keza, Dairemizin yine yerleşik uygulaması çerçevesinde, tescilli ticaret unvanının olduğu gibi kullanımı, unvan sicilden terkin edilmediği sürece, ..."nın 57 vd. maddeleri çerçevesinde haksız rekabet olarak da değerlendirilemez. Öte yandan, davacı yan, işbu davada sadece 556 sayılı KHK çerçevesinde tanınmış markasına tecavüz olgusundan bahisle anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde koruma talep etmiş olup davalının ..."nın 52. maddesine dayalı olarak kendisine ait ticaret unvanının korunmasına yönelik bir talebi bulunmadığı gibi haksız rekabet hükümleri çerçevesinde bir korunma talebi de yoktur.
Tüm bu hususlar gözetildiğinde, bir taraftan davalının ticaret unvanını kullanımının yasal kullanım niteliğinde bulunduğu kabul edilmişken, davacı yanın talebine konu olmamasına karşın ..."nın 57 ve 58. maddelerine dayalı gerekçe ilavesi suretiyle, markasal kullanım halinde dahi düşünülemeyecek olan unvanın kılavuz sözcüğünün sicilden terkinine dair karara yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi, kanımca çelişkili ve yukarıda da açıklandığı üzere mesele mahiyetine aykırı niteliktedir. Şu halde, davalı yan vekilinin yukarda açıklanan hususlara ilişen temyiz itirazlarının da kabulü gerektiği kanısına vardığımdan, davalı vekilinin bir kısım temyiz itirazlarının reddi cihetindeki Daire çoğunluğunun görüşüne katılamıyoruz.