12. Hukuk Dairesi 2014/4505 E. , 2014/7416 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2013/458-2013/1453
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatılmıştır. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, takip dayanağı bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığını ve senetlerden birinin takip öncesinde zamanaşımına uğradığını ileri sürerek takibin iptalini istemiştir.
Zamanaşımı itirazının kabulü halinde İİK"nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğinden mahkemece takibin iptali yönünde hüküm tesisi doğru değil ise de temyiz edenin sıfatı dikkate alındığında, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Her hangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay"ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır (HGK.nun 06.6.2001 tarih ve 2001/12-466 E. - 2001/483 K. sayılı kararı).
İmza incelemesinde, öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçluların uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise borçlunun duruşmada alınan medarı tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde ve mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celp edilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.
Somut olayda, bilirkişi tarafından mukayeseye esas olarak alınan, alacaklı tarafça sunulan 29.01.2010 tarihli faturalar, resmi belge niteliğinde olmadığı gibi borçlunun da bir kabulü yoktur. Bu nedenle anılan faturalar mukayeseye esas alınamaz. Bilirkişi raporunda "özellikle faturalarda bulunan imzalara kıyasla" senetteki imzanın borçlu eli ürünü olduğu belirlendiğine göre anılan rapora dayalı olarak hüküm tesis edilemez.
O halde mahkemece alacaklı tarafından sunulan faturalar dışında, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca diğer mukayeseye esas belgeler ve duruşmada alınan medarı tatbik imzalar doğrultusunda yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken mukayeseye esas alınması mümkün olmayan fatiralar üzerinden inceleme yapan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.