BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/724 Esas 2021/434 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2017/724
Karar No: 2021/434
Karar Tarihi: 25.05.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/724 Esas 2021/434 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/724 Esas
KARAR NO:2021/434

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:10/08/2017
KARAR TARİHİ:25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 08/08/2017 tarihli dava dilekçesini özetle; 01.01.2017 günü saat 16.20 sıralarında ... Mahallesi 4.sokak üzerinde, plakası tespit edilemeyen ve sürücüsü bilinmeyen bir aracın yolda yürümekte olan davacı ...'a çarparak yaralanmasına neden olduğunu, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak maddi tazminatın, ... yönünden sigorta limitini aşmamak üzere, temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin 25/09/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru şartı bulunduğunu, plakası tespit edilmeyen araçların ispatı somut delillere dayanması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının plakası tespit edilmeyen aracın %25 kusur oranı esas alınarak hesaplanması gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise kazaya ilişkin kusur oranlarının tespitinin Adli tıp kurumu tarafından yapılması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişicilerce hesaplanması gerektiğini, davacı tarafı temerrüt tarihinden itibaren faizi işletilmesi talebinin haksız olduğunu, reddinin gerektiğini, davanın dava şartı eksikliğinden reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri, hasta müşahede evrakları üzerinde inceleme yapılarak kaza nedeniyle davacının maluliyet oranın belirlenmesi için dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir.
Adli Tıp Kurumunun düzenlediği 24.07.2019 tarihli 2 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacı ...' ın tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu,Tıbbi iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin 01.04.2017 tarihinden itibaren (4) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri, hasar dosyası ile Adli Tıp ... İhtisas Kurulunun raporu ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak kaza tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için kusur ve aktüer bilirkişisine verilmiştir.
Kusur bilirkişinin aktüer bilirkişisi ile birlikte düzenlediği 15/02/2021 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; Plakası tespit edilemeyen aracın sürücüsünün olayda % 60 (yüzde atmış) oranında kusurlu olduğu, Davacı ...'ın olaya etkisinin % 40 (yüzde kırk) oranında olduğu, ... HD' nin 17.2.2017 T. , ... E. , ... K. sayılı kararı ile davacının eğitim hayatını geç tamamlayacağına ilişkin belge bulunmaması, kaza tarihi itibarı ile davacının gelir getirici bir işte çalışıyor olmasının hayatın olağan akışına uygun olamayacağı gibi unsurlar dikkate alınarak, davacı ... yönünden geçici iş göremezlik maddi tazminat şartlarının oluşmadığı ve geçici iş göremezlik maddi zarar hesabı yapılmasına yer olmadığı, Adli Tıp Kurumu ... İhtisas Kurulunun 24.07.2019 tarihli raporunda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı belirtildiğinden sürekli maluliyet nedeniyle maddi tazminat şartlarının oluşmadığı ve sürekli malûliyet zarar hesabı yapılmasına yer olmadığı,görüş ve kanaatleri ile rapor sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen hasar dosyası, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp ... İhtisas Kurulunun ... Karar sayılı raporu, Kusur ve Aktüer bilirkişilerinin birlikte düzenledikleri rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada 08/08/2017 tarihli dava dilekçesini özetle; 01.01.2017 günü saat 16.20 sıralarında ... Mahallesi 4.sokak üzerinde, plakası tespit edilemeyen ve sürücüsü bilinmeyen bir aracın yolda yürümekte olan davacı ...'a çarparak yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Dosya içinde olay yeri krokisi, görgü ve tespit tutanağı mevcuttur. Mevcut delillerden, olay yerinin şehir içi meskun mahal olduğu, havanın açık, görüşün normal, zeminin asfalt kaplama ve kuru olduğu anlaşılmaktadır. Yol kenarında yaya kaldırımı mevcut olup olay yeri krokisinde araca ait 1.5 metre fren izi olduğu belirtilmiştir.
Davalı ... tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu verilen raporda ise plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün % 25 oranında, çocuğun % 75 oranında kusurlu olduğu açıklanmış, söz konusu dava sırasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından verilen raporda, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün olayda % 60 oranında kusurlu olduğu, kazalı çocuğun davranış faktörünün olaya % 40 oranında etkilil olduğu belirtilmiştir.
Olay yerinin meskun mahal olması ve yayaların, ayrıca çocukların da olay yerinde yolda bulunabiliyor olması dikkate alınarak sürücünün olay yeri şartlarına göre seyretmesi gerekmektedir. Plakası tespit edilemeyen aracın sürücüsü, Karayolları Trafik Kanununun 52.maddesinde belirtilen; sürücülerin "kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak", hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak", zorunda oldukları kuralına uymadan seyrederek karayolu üzerinde bulunan çocuğa çarptığından olayda asli kusurlu görülmüştür.
Davacı ... olay sırasında henüz 6 yaşında olup trafik kurallarını anlayamayacak ve tehlikeyi sezinleyemeyecek durumda ise de, olay sırasında karayolu üzerinde bulunması nedeni ile davranış faktörünün kazanın meydana gelmesine önemli derecede etkili olduğu görüşüne varılmıştır. 25.11.2011 doğumlu olan davacı ... 01.04.2017 olay tarihi itibarı ile (5) yıl (4) ay (6) günlük olup (5) yaşında kabul edilecektir. Davacı kaza tarihi itibarı ile okul öncesi çağında olup, öğrenim hayatına devam ettiğine göre; kaza tarihi itibarı ile gelir getirici bir işte çalışmıyor olmasının hayatın olağan akışına uygun olacaktır.
Kaza tarihi itibarı ile gelir getirici bir işte çalışmayan okul öncesi çağında olduğu anlaşılan davacı yönünden geçici iş göremezlik nedeniyle maddi zararı ancak, geçici iş göremezlik nedeniyle eğitimini geç tamamlayıp, çalışma hayatına geç başlaması durumunda mümkün olacaktır. Davacının geçirdiği kaza ve geçici iş göremezliği nedeniyle eğitimini geç tamamlayacağı ve iş hayatına geç başlayacağına ilişkin dosyada belge bulunmamaktadır.
Yargıtay ... HD' nin yukarıda anılan 17.2.2017 T. , ... E. , ... K. sayılı kararı ile davacının eğitim hayatını geç tamamlayacağına ilişkin belge bulunmaması dikkate alındığında geçici iş göremezlik maddi tazminat şartlarının oluşmadığından davacı ... yönünden geçici iş göremezlik maddi zarar hesabı yapılabilmesi mümkün görülmemiştir. Adli Tıp Kurumu ... İhtisas Kurulunun 24.07.2019 tarihli raporunda davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı belirtildiğinden sürekli maluliyet nedeniyle maddi zarar hesabı yapılması da mümkün değildir.
Tüm bu nedenlerle davacının geçici iş göremezlik maddi tazminat şartlarının oluşmadığı davacının maluliyetinin bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-59,30-TL karar harcının peşin alınan 31,40-TL den düşümü ile kalan 27,90-TL bakiye ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2021

Katip ...
e-imza


Hakim ...
e-imza

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.