Abaküs Yazılım
12. Daire
Esas No: 2018/5433
Karar No: 2022/740
Karar Tarihi: 28.02.2022

Danıştay 12. Daire 2018/5433 Esas 2022/740 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2018/5433 E.  ,  2022/740 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONİKİNCİ DAİRE
    Esas No : 2018/5433
    Karar No : 2022/740

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.


    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken 06/08/2013 tarihinde gaz fişeklerinin sayımı sırasında meydana gelen patlama sonucu yaralanan davacının, vazife malulü sayılması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin 13/05/2014 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; İstanbul Tıp Fakültesi Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 19/12/2013 tarihli raporda, davacının sağlık durumunun Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği'nin Ek-3 "İskelet Sistemi" başlığı altında yer alan (C) bendinin 9. maddesine uyduğunun belirtildiği; ancak, SGK Vazife Malullüğü Tespit Kurulunca davacının malul olmadığına karar verildiği, 05/11/2015 tarihli ara kararına istinaden davacının sevk edildiği Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 23/12/2015 tarihli raporda da, davacının durumunun Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği'nin VI-C-9 bendine uyduğu ve aktif polislik yapamayacağı hususlarına yer verildiği anlaşıldığından, anılan Yönetmeliğin 17. maddesine göre (C) dilimi sağlık şartına sahip olan davacının vazife malulü olarak kabulü gerektiği, aksi yönde tesis edilen işlemde mevzuata uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı hakkındaki sağlık kurulu raporlarının Sağlık Kurulunca incelendiği ve Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği ve 5510 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde malul olmadığına karar verildiğinden, yapılan işlemlerde yanlışlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Davacı, 05/06/2009 tarihinde polis memuru olarak atanmış; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görev yapmakta iken 06/08/2013 tarihinde gaz fişeklerinin sayımı sırasında meydana gelen patlama sonucunda yaralanmıştır.
    İstanbul Tıp Fakültesi Sağlık Kurulunca düzenlenen 19/12/2013 tarihli raporda, davacının sağ el orta parmağında subtotal amputasyon ve dolaşım yokluğu nedeniyle %7 oranında engelli olduğu, durumunun Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliği'nin Ek-3, Kas İskelet Sistemi başlığı altında (C) bendinin 9. maddesine uyduğuna karar verilmiştir.
    Sosyal Güvenlik Kurumu Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 13/05/2014 tarih ve 132 sayılı kararıyla, Sağlık Kurulunca malul olmadığı belirtilerek, 5510 sayılı Kanun'un vazife malullüğü ile ilgili hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığına karar verilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT :
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na 5754 sayılı Kanun ile eklenen "5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri" başlıklı geçici 4. maddesinin üçüncü fıkrasında, "5434 sayılı Kanuna göre iştirakçi olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak çalışmaya başlayanlardan vazife malûllüğü kapsamına girenler hakkında, bu Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasına göre işlem yapılır."; dördüncü fıkrasında, "Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır." hükmü yer almış; "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesinde ise, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür." hükmüne yer verilmiştir.
    5510 sayılı Kanun'un 101. maddesinin Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle iptali istemiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesince verilen 22/12/2011 tarih ve E:2010/65, K:2011/169 sayılı kararda; 5510 sayılı Kanun'a 5754 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 4. maddenin yürürlüğe girmesinden önce 5434 sayılı Kanun kapsamında bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği belirtilmiş; 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğünden sonra, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa'ya aykırılık görülmemiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Dairemizin 26/10/2021 tarihli ara kararına cevaben sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01/10/2008 tarihinden sonra 05/06/2009 tarihinde polis memuru olarak atanarak göreve başladığı anlaşılmıştır.
    Yukarıda yer alan mevzuat ve Anayasa Mahkemesi kararı karşısında, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01/10/2008 tarihinden önce memur ve diğer kamu görevlileri ile bunların hak sahiplerine ilişkin olarak tesis edilen işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerinde, bunlar dışında kalan sigortalılar ve bunların hak sahipleri hakkında tesis edilen işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların ise adli yargı yerinde bulunan yetkili iş mahkemelerinde çözümleneceği açıktır.
    Diğer bir anlatımla, davanın idari yargı yerinde görülebilmesi için, dava konusu edilen işlemin, 5510 sayılı Kanun'a 5754 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 4. maddenin yürürlüğe girdiği 01/10/2008 tarihinden önce, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu kapsamında bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile bunların hak sahiplerine ilişkin olarak tesis edilmiş olması gerekmektedir.
    Dava konusu uyuşmazlık, ilk defa 2009 yılında kamu görevine başlayan davacının, 5510 sayılı Kanun kapsamında vazife malullüğüne ilişkindir.
    Bu durumda; İdare Mahkemesince, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek davanın esastan karara bağlanmasında usul hükümlerine uygunluk görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
    2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi