14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/15512 Karar No: 2019/5781 Karar Tarihi: 18.09.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/15512 Esas 2019/5781 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/15512 E. , 2019/5781 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02/11/2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından sonra verilen karara karşı yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12/07/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı şirket tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından sonra verilen karara karşı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının yargılamanın iadesine dair davasının reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı şirket vekili temyiz etmiştir. Davacı vekili Av. ... hükmün verilmesinden ve kararı temyizden sonra 16.07.2019 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiş, dosyada mevcut 04.09.2018 tarihli vekaletnamesinde davadan feragate yetkili bulunduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.5.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı Kararı) Bu nedenle kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 18/09/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.