Esas No: 2018/4705
Karar No: 2022/1149
Karar Tarihi: 28.02.2022
Danıştay 4. Daire 2018/4705 Esas 2022/1149 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/4705 E. , 2022/1149 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/4705
Karar No : 2022/1149
TEMYİZ EDEN TARAFLAR :1- ...
VEKİLİ : Av. ...
2-... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU :... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı adına, muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği tespit edilen ... Beton İnşaat Yapı Malz. Nak. San. ve Tic. A.Ş'nin fiiline iştirak ettiğinden bahisle hakkında düzenlenen inceleme raporuna istinaden 2013/1 ila 12 dönemlerine ilişkin kesilen tekerrür hükümleri uygulamalı vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararda; ... Beton İnşaat Yapı Malz. Nak. San. ve Tic. A.Ş. hakkında düzenlenen Vergi Tekniği Raporu ile davacı hakkında düzenlenen Vergi İnceleme Raporu'nda yer alan tespitler ve Uyap Sistemi üzerinden incelenen ... Cumhuriyet Başsavcılığının E:... , İddianame No:... sayılı iddianamesinde yer alan bilgi, tape kayıtları ve ekleri vergi hukuku yönünden bir arada değerlendirildiğinde, davacının ... Beton İnşaat Yapı Malz. Nak. San. ve Tic. A.Ş'nin ziyaa uğrattığı katma değer vergisi tutarına göre davacı adına iştirak sebebiyle tekerrür hükümleri uygulamalı vergi ziyaı cezası kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacının istinaf başvurusuna ilişkin dilekçede tek kat vergi ziyaı cezasına ilişkin olarak ileri sürülen iddiaların vergi mahkemesi kararının bu kısmının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği; davacının şahsi mükellefiyeti nedeniyle vergi ziyaına sebebiyet verdiği belirtilerek kesilen vergi ziyaı cezası, iştirakten dolayı kesilen vergi ziyaı cezasının artırılmasına dayanak oluşturmayacağından aksi yöndeki mahkeme kararının tekerrür hükümlerine ilişkin hüküm fıkrasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen kabulüne, Mahkeme kararının, tek kat vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddine; kararın, tekerrür nedeniyle vergi ziyaı cezasının artırılan kısmına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun ise kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Vergi Dava Dairesi kararının, davacının vergi ziyaı cezasına ilişkin temyiz isteminin reddi ile hüküm fıkrasının bu kısım yönünden onanması, davalı idarenin tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin temyiz isteminin ise kabul edilerek 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinin 7338 sayılı Kanun'la değişik halindeki, artırım tutarının kesinleşen (tekerrüre esas alınan) cezadan fazla olamayacağı yolundaki düzenlemenin göz önünde bulundurulmak suretiyle yeniden karar verilmek üzere hüküm fıkrasının bu kısım yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve ... TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 28/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bu kısımlarının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Davalı idarenin, vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükümleri uygulanarak arttırılan kısmına ilişkin temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinin birinci fıkrasının 26/10/2021 tarih ve 31640 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 38. maddesiyle değişik halinde, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezasının yüzde elli, usulsüzlük cezasının yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı, artırım tutarının kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamayacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, "lehe olan kanun hükümlerinin geçmişe yürüyeceği" yolundaki ceza hukukunun temel ilkesi çerçevesinde, 213 sayılı Kanun'un 339. maddesinin 7338 sayılı Kanun'la değişik halindeki, artırım tutarının kesinleşen (tekerrüre esas alınan) cezadan fazla olamayacağı yolundaki düzenleme göz önünde bulundurulduğunda, kararın vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanarak artırılan kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasının tekerrüre esas alınan tutar olan 645,14 TL'ye isabet eden kısmın bozulması, bu tutarı aşan kısmın ise düzeltilerek onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
(XX) KARŞI OY:
Davacı adına, ... Beton İnşaat Yapı Malzemeleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin kaçakçılık fiiline iştirak ettiğinden bahisle hakkında düzenlenen inceleme raporuna istinaden 2013 takvim yılının Ocak ilâ Aralık dönemlerine ilişkin kesilen tekerrür hükümleri uygulamalı vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu kısmen ret, kısmen kabul, kaldırma, davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair Vergi Dava Dairesi kararının bozulması istemiyle taraflarca temyize konu edilmiştir.
Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bu kısımlarının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Davalı idarenin, vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükümleri uygulanarak arttırılan kısmına ilişkin temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinde tekerrür cezası uygulanabilmesi için gerekli koşullar belirlenmiştir. İlk koşul, daha önce kesilen cezanın kesinleşmesi; ikinci koşul ise ceza gerektiren ikinci fiilin belirlenen süre içerisinde işlenmesi. Buna göre, belli bir suç nedeniyle kesilecek vergi ziyaı veya usulsüzlük cezasına tekerrür dolayısıyla arttırma yapılması için daha önce vergi ziyaı veya usulsüzlük cezasının kesilmiş ve bu cezanın kesinleşmiş olması, tekerrür dolayısıyla ceza artırımı için, suçun birinci cezanın kesinleştiği tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak, vergi ziyaı cezasında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar işlenmesi gerekmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların gerçekleştiği sonucuna varıldığından kesilen cezanın tekerrür nedeniyle arttırılan kısmında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Ancak, 26/10/2021 tarih ve 31640 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 38. maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesi, ''Vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Şu kadar ki, artırım tutarı kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamaz.'' şeklinde değiştirilmiştir. Buna göre, yeniden verilecek kararda vergi ziyaı cezasının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılan kısmına yönelik yapılacak değerlendirmede lehe olan kanun hükümlerinin geçmişe yürüyeceği yolundaki ceza hukukunun temel ilkesi çerçevesinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinin 7338 sayılı Kanun'la değişik halindeki, artırım tutarının kesinleşen (tekerrüre esas alınan) cezadan fazla olamayacağı yolundaki düzenlemenin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle arttırılan kısmına yönelik davalı idare temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararının buna ilişkin kısmına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.